Dünyayı çiçek dürbünlerinden görebilen, kalbinde yıllanmış ağırlıklarla, sırtında Cizvit kırbaçlarıyla gezmeyen biri olsaydım. Biri beni benden alsaydı, içine daha hafif bir ben koysaydı. Ev, Nermin YILDIRIM’ın okuduğum ikinci kitabı. İlki “Dokunmadan” dı. Her iki kitapta da iki kadın karakterin bir yolculuğa çıkması ile başlayan hikayeleri. Kendisini bir türlü evinde hissedemeyenlerin hikayesi. Ev’i okuduğumda Nermin Yıldırım’ın olduğunu bilmeseydim bile onun kaleminden olduğunu anlayabilirdim. Karakterlere dokunuşu, hayat içerisinde konumlandırışı, derin düşünme şekilleri ve bir türlü diğerleri gibi olamamazlıkları. Ev bizi uzun bir yolculuğa çıkarıyor ama bu bir betimleme değil geçekten karakter ile uzun bir yola çıkıyorsunuz, yolda gördükleriniz ile sizde sohbet ediyor, yeşile uzun uzun bakıyor derin bir nefes alıyorsunuz. Karakterler gibi sizi de yolun sonunda yol değiştiriyor. Güzel bir kitaptı gitmek için önümüzde sadede bir eşik olduğunu bana hatırlattı
ve uzun bir yolu yürümenin arzusu doğdu içime. Ben beğendim dostlar
En güzel günlerinizi sıkıcı şeyleri dinleyerek, kaybetmeye mahkum olanı kurtarmaya çalışarak, kendinizi cahil, kaba, adi insanlara adayarak heba etmeyin kadınlar günümüz kutlu olsun