Pervasız bir çocukluk yaşayan , aile içinde değersiz hisseden, Tokyo gibi bir büyükşehirde yetişen bir çocuğun , taşrada öğretmenliğini konu alan bir roman “Küçük Bey”.
İlk öğretmenliğini tecrübe etmekte olan kahramanın gözünden gördüklerim şaşırtıcı olmadı , dünyanın hangi bölümünde yaşadığımızdan bağımsız olarak belli kalıpların bazı yaşam alanları için bir ortalaması olduğunu düşünüyorum. Hayatımın bir döneminde tecrübe etmiş biri olarak küçük yerleşim yerlerinde bağlamış kabuklar, insanların hayatı algılayışındaki sınırlar gibi taşradaki insan profilini çizen yazara hak verdim.
Yozlaşmış yaşantıya karşı duran Küçük Bey’in ilk tecrübesi çok da kolay olmuyor, kabullenemeyiş de iki taraflı olunca zor zamanlar geçiriyor.
Dürüstlük, ahlak , eğitim - öğretim, disiplin kavramları kurguya yedirilmiş. Yer yer benzetmeler, tanımlarla da kuvvetlendirilmiş.
Zihninde tutunduğu tek kişi ise Kiyo. Dünyada onu üstün bulan ve kendisi tarafından koşulsuz sevilen eski dadısı.
Akıcı olmasına rağmen yer yer bazı detayların hücum ettiğini düşünüyorum . Fakat bu Natsume’nin ( Japonca’da soyismin önce söylendiği notu var önsözde ) Japon Edebiyatı’nın en iyi yazarlarından olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
”Tüccarlarının yalnızca başlarını eğip sahtekarlık yapmaktan vazgeçmemesi gibi öğrenciler de sadece özür dileyip yaramazlık yapmayı asla bırakmıyorlardı. Aslında biraz düşününce dünya bu öğrenciler gibi insanlardan ibaret olabilir gibi geliyordu.”