Ali Eren Onur
@Shotunder
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi
İntörn Doktor
Öğrenci
47 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
6. Yüzyılda Ksenophanes insan merkezci çoktanrıcılığa yıkıcı bir kesinlikle karşı çıktı:
Eğer atlar ve öküzlerin elleri olsaydı ve çizim ya da heykel yapabilselerdi, atlar tanrıların şekillerini at gibi resmederdi, öküzler de öküz gibi
Sayfa 12Kitabı okuyor
Yaşamın ilk 2 haftasında insan yavrusu solipsisttir, yani çevresini kendisinin bir parçası olarak algılar. Yaklaşık bir ay içinde, bebek kendisinin haricinde, kandırılacak veya kaçınılacak başka şeyler de olduğunun farkına varır. Bebek, hemşirelerin dediği gibi “farkına varmaya başlar”. Birey ile dış dünya arasında bir uçurum açılmaya başlamıştır.
Sayfa 8Kitabı okuyor
Sokrates öncesi felsefe doğanın keşfiyle başlar; Sokratik felsefe ise insan ruhunun keşfiyle başlar
Sayfa 5Kitabı okuyor
Okur Takip Önerileri
Nietzsche, Sokrates’in Yunan düşüncesi üzerindeki etkisini olumsuz olarak görmüş, “bir makinenin içine çalışmasına engel olmak için atılmış bir taş” olarak yorumlamıştır. Nietzsche’ye göre Sokrates öncesi düşünürler gerçek ve özgün Helen düşüncesinin temsilcileriydiler. Onlardan sonra gelenler, Yunan düşüncesinin inişe geçtiği dönemin temsilcileridirler.
Sayfa 1Kitabı okuyor
Bir kitabı okumaya başladı
Bir kitap okudu
272 syf.
9/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Yirmi yıllık bir aile dostu, beş yıllık bir iş arkadaşı ve sadece iki haftada bir yabancı oldu.
Sayfa 202Kitabı okudu
Mısırlılar yabancıları deri renklerinden veya coğrafik kökenlerinden dolayı küçümsemezlerdi; Mısırlılar geri kalan herkesi kültür anlamında hakir görürlerdi.
Sayfa 201Kitabı okudu
Yelpazeciler yüzyıllar boyu hükümdarın çevresinin sıradan birer parçası olmasına rağmen, “Sağ Yelpazeci” unvanı 2. Amenhotep’in hükümdarlığı sırasında ortaya çıktı. Bu yelpazecilerin hükümdara fiziksel olarak ne kadar yakın durduğuna ve resmî etkinliklerde bile bulunmalarına bakılırsa, bu kişiler oldukça sadık ve güvenilir olmalıdır.
Sayfa 143Kitabı okudu
Eski bir Antik Mısır hikayesi Ra’nın insanlardan nasıl sıkıldığını, bu yüzden onları yok etmeye nasıl kalkıştığını anlatır. Bu konuda epey hevesli olan kızı Hathor kendini önce intikam peşindeki Ra’nın gözüne dönüştürdü. Sonra da genellikle sert ve korkutucu bir dişi aslan olarak resmedilen korkunç tanrıça Sekhmet’e dönüştü. Böylece katliama büyük bir şevkle ortak olarak kan ve kıyımın tadını çıkardı. Kısa bir süre sonra Ra yaptıklarından pişman oldu ve ölümleri durdurmak için Hathor’u kontrol etmesi gerekti. Bu işi, dudak uçuklatan miktarlarda kırmızıya boyanmış birayı toprağa dökerek yaptı. Susayan ve bunların insan kanı olduğunu düşünen tanrıça biraları içti, sarhoş oldu ve bayıldı. Böylece insanlık büsbütün bir imhadan bira sayesinde kurtuldu. Sarhoşlar Festivali’nde bu kurtuluş kutlanırdı. Mısır’ın ahlaki değerleri günlük yaşamda genellikle ayıklığı savunurken, partiler ve özel kutlamalar istisnaydı. Bu özel festival aynı zamanda normalde onaylanmayan sarhoşluk, arkadaşlarla veya yabancılarla cinsel ilişkiyi teşvik ediyordu.
Sayfa 126Kitabı okudu
Hayat arada sırada nankörlük yapardı ancak Mısır’daki ev hanımlarının çoğu için bu durum sıradandı.
Sayfa 80Kitabı okudu
Evinde profesyonel bir katipti ve Theban tapınağına yılda sadece üç kez, birer ay hizmet ediyordu. Rahiplerin dönüşümlü görevlendirilmesi rahiplik kurumunun çok güçlenmesini engelliyordu.
Sayfa 55Kitabı okudu
Oldukça çirkin ancak güçlü ve acımasız olan Bes, Mısırlı ailelerin en sevdiği ev koruyucularından biriydi. İnsan ve aslana benzer özelliklerin bir araya geldiği bücürün, kötü ruhları defettiği düşünülürdü. Çoğu Mısır heykelinin aksine sıklıkla yüzü tamamen öne bakacak şekilde, korkutucu özellikleri büsbütün etki yapacak bir duruşla canlandırılırdı.
Sayfa 16Kitabı okudu
Bir kitap okudu
