Başka birinin yorgun rüyası olmak istiyorum yalnızca. Uyanınca geçen, hızla unutulan bir görüntü, izi olmayan bir temas, nesnesini kaybetmiş bir gölge...
Karşılarına dikilip onların yüzüne baktığında, makinenin kapağını açmadan önce "Kıpırdamıyoruz" dediğin anda yüzlerindeki, bakışlarındaki değişme şaşkınlıkla seyredeceksin. insanları nasıl olup da yaşadıkları andan öteye, geleceğe baktıklarını göreceksin. Gelecek zamanlarına, torunlarına, asla tanışamayacakları uzak yüzyılların insanlarının gözlerine bakacaklar. "Beni bil" diyen, yakaran bir gölge inecek yüzlerine. "Ben de yaşadım" diyen bir sızlanış, bulut gibi yerleşecek gözbebeklerine. Geleceğin doğmamış insanlarına bakacaklar ve "Benimde umutlarım, arzularım, hayallerim, kırgınlıklarım oldu. Ben de yaşadım ve öldüm" diyecekler. Objektife bakacak, binlerce yıl sonrayı, mahşerin resimlerini görecekler. Fotoğraf çektiren herkes zamanda seyahat eder.
“İki insan arasında oluşan gizli dil ne kadar değerlidir, biliyor musun? Ortak geçmişi, ortak acıları, ortak yalanları şifreleyen gizli bir dildir o. Sevginin en billur hali…”