Yol Ayrımı

- Aldırma... Cezası daha tasdik edilmedi. Allah imdada yetişsin diyerek namaz kılıyor, okuyor. - İyi ama okuma bilmez ki... Burası neresi Müdür bey, dakikada Arapça değil mi uydur uydur oku!
Reklam
- İngiliz kalleşlik ediyor. Hani ikinci cephe... -Elbette kalleşlik edecek. Onun da zenaati o. Bak görürsün. İşte buraya yazıyorum müdür bey... Hitlerin eline Malatya cezaevi de geçmeyecek. - Neme lâzım herif, Allah için, yiğit herif... Dünyayı önüne kattı. Yenilirse de kabadayılıkla gidecek. Helal ol sun. - Birisi evini bassa, karının ırzına geçse «Neme lâzım, yiğit herif!»> der misin? O nasıl söz? - İşte dosdoğru bir söz. - Bana dokunmayan yılan bin yaşasın! -Yahu müdür, nasıl dokunmadı. İşte ayağında kundura yok. Şu haline baksana...
Doğru mu? Bilmem ki... Adam kendi yüreğini hiç bilmez. Yürek, dünya gibidir. Bir günü bir gününü tutmaz. Bu gün seversin, akşam için geçer. «Şunu öldürsem de kurtulsam>> dersin. Gece koynuna girer, bu sefer de «hey Allah, benim ömrümden al da şunun ömrüne ekle», dersin. Karı kısmı şeytanın kendisi beyim.

Reader Follow Recommendations

See All
Fareye demişler ki... «Şu delikten çık bu deliğe gir, sana bir tulum peynir vereceğiz» demişler. Fare bakmış bakmış da «olmaz» demiş, «Neden yahu! Sen deli misin?>> diye şaşmışlar. «Yol yakın, navlun çok. Bunda bir itoğlu itlik var>> demiş. Siz bu kitabı nereden buldunuz? -Şeyh Yusuf vermiş. Memet'e mührü şerifi söylemiş de Memet okutmak için getirdi.
-Aklıma şöyle bir şey geldi Rıza Bey.. Zenginlerin, şu zenginlerin kızları hiç mi kötülük etmez? Kadınları hiç mi hovarda taşımaz? Neden hep fikaralar namus uğruna katil oluyorlar? -Bu onların namusu olmadığına mı delâlet eder? Ya ni fakirlerin demek İstedim.
Reklam
- Neye güldün beyim? -Dünyaya güldüm. - Nesi var dünyanın? Millet işte yaşıyor. - Çöpcü karı da yaşıyor mu? - Vızır vızır. Git sor. Haline şükreder. Görürsün. - Şu mavi mantolu bayanı gördüğü halde, başka türlü yaşamak olduğuna akıl erdiremediğinden şükreder.
Sen ölümü uzak sanırsın, ölüm arkanda gülü gülüverir. Adam öleceğini bilir de ne zaman öleceğini bilmez...
Beş dakika sonra vurulacağını insan nasıl sezmez? Telepati diye bir şeyden laf edilir. Saçlı sakallı herifler ciltlerle yazılar yazmışlardır. «Neden yazıyorlar? Herkesi aldatmak için mi? Hissikablelvuku... Malûm olma... Kalbine doğma... Tahteşşuur... Bari yavrucak ölmese...>>
Yazmakla... Ben karıdan korkmam! Karı beni bilir. Allah bana töbeden bu yana haramı sormasın! Arada bir arkadaşlar sürer götürür. Ben muhabbetine meraklıyımdır. Oyununa göbeğine... Candarmalar yetişti, el sürdürmedim. Dövecekler miydi? - Yok canım bağlıyacaklardı! Dedim: «Yabancı değil dir! Koyverin!>>
Reklam
Şimdi tenhalıktan yararlanırım sanıp dünyayı unutaraktan, sağ elinin şehadet parmağıyle burnunun derinliklerine varmak, turunu sarfederekten hap yakalamak, yakaladığını çekip almak için zorlatıyor; bir yandan buna uğraşırken öte yandan bundan evvel avlayıp çıkardığı hapı sol elinin baş parmağıyle şehadet parmağı arasında bura bura kurutup yere atmağa çabalıyordu.
"Bu Hacı Abdullah on iki yıl cezayı hayır, allahın izniyle tüketmedi, burnunu karıştıraraktan tüketti. Evet, her bir kimsenin bir huyu var, bu bizim Bozo'nun da ille burun karıştırması!
:) 1.50lik sanırım
Benimki nah şuncacıktı, sovanın cücüğü kadar deyim de anla... Yatakta kavradım mı bitti gitti sanırdım!
Zuhahaha :)))
«Bu oğul-uşağı sana yapıveren benim ha, değerimi bil!» diyerekten böğrümü burardı. Sana kalsa, sefil Maho beni uşaksız oğulsuz öldürecektin marazlı! diyerekten gülerdi. Başkaca, ayıptır demesi, kıçımıza bir de şaplak çekerdi.
Ulan ne karılar var bee :D
Oğul uşak evet! Nefisli karıydı gayet, sabahtan akşama ekin biçse, taş taşısa... Yatağa girdi mi Osmanlı padişahının sultan hanımı gibi gölgeden çıkmamış, bir ay herif görmemiş sanırdın; aygırlamış kısrak gibiydi. Bizi çekiştirirdi ki Yusuf peygamber olsan çıkamazsın pençesinden... Ne yapar eder, seni mutlak günaha sokar! Bir kezle iki kezle kurtulsan, hak bereket diye dua et!
978 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.