Sipan noyan

Sipan noyan
@Sipan_noyan
Berxê belatîfk ê.
Sabitlenmiş gönderi
Uyanın, kalkın ya da sonsuza kadar yitik kalın!
Reklam
Çocuğun korkusu il­kin annesi, sonra da kendisine aşina kişilerle ilgilidir ve için­ de hissedip henüz ne yapacağını bilemeyerek korkuya dö­nüştürdüğü gerçekleşmemiş bir özlemi dile getirir. Ayrıca, küçük çocuğun korkusu «sürü içinden» rasgele birinin çıkıp gelişiyle yatıştırılamamakta, tersine böyle bir «yabancının» ortada belirişi korkuya yol açmaktadır
Çocuğun korkusu il­kin annesi, sonra da kendisine aşina kişilerle ilgilidir ve için­ de hissedip henüz ne yapacağını bilemeyerek korkuya dö­nüştürdüğü gerçekleşmemiş bir özlemi dile getirir. Ayrıca, küçük çocuğun korkusu «sürü içinden» rasgele birinin çıkıp gelişiyle yatıştırılamamakta, tersine böyle bir «yabancının» ortada belirişi korkuya yol açmaktadır. Zaten çocuklarda uzun zaman sürü içgüdüsünün ya da kitle duygusunun varlı­ğına da rastlamamaktayız. Böyle bir içgüdü ya da duygu, ev­ latlarının sayısı birin üzerine çıkan ailelerde çocukların anne ve babalarıyla ilişkisinden oluşmakta ve temelinde büyük çocuğun küçük kardeşe başlangıçta gösterdiği kıskançlık ve bu kıskançlığa gösterilen tepki yatmaktadır. Büyük kardeş, kendisinden sonra dünyaya gelen küçük kardeşini kıskana­ rak geri plana itmek, onu anne babasından uzak tutarak tüm haklarından yoksun bırakmak ister kuşkusuz; anrn kardeşi­ nin de, ilerde doğacak öbür kardeşleri gibi anne ve babası ta­ rafından sevildiğini görür. beri yandan kardeşine karşı düş­ manca tutumunda kendisine bir zarar gelmeksizin ayak dire­ yemeyeceğini sezer, dolayısıyla kardeşi ya da kardeşleriyle özdeşleşme zorunluğunu duyar, böylece çocuklarda bir kitle ya da toplumsallık duygusu belirir ve ilgili duygunun ilerki okul yaşamında da gelişimini sürdürdüğü görülür. Bu tepki­ sel ürünün ilk amacı, herkese adil ve eşit davranılmasıdır. Söz konusu isteğin okulda ne denli belirgin ve şaşmaz bi­ çimde kendini açığa vurduğu herkesçe bilinmektedir
Yalıtık birey, kendini bütünlük ve mükemmellikten uzak (incomple­te) görür. Trotter, çocuklardaki korkuya bile sürü içgüdüsü­nün belirtisi gözüyle bakmak gerektiğini ileri sürer. Sürünün istemine aykırı davranış ondan ayrılmakla bir tutulmakta, bu yola başvurmaktan korkuyla kaçınılmaktadır. Ancak sürü, tüm Yeni'yi ve Alışılmamış'ı da yadsır her vakit. Sürü içgü­düsü birincil (primer) bir özellik taşır, yani daha başka öge­lere bölünemez
Dolayısıyla, toplu­mun normal yapısının ne çok bireysel bağımlılığı gerektirdi­ği, ne kadar az özgünlük ve kişisel cesaretin toplumda yer alabileceği, her bireyin kitle ruhu tarafından nasıl sıkı bir egemenlik altında tutulduğu ve bu egemenliğin ırksal özel­likler, sınıfsal önyargılar, kamuoyu vb. kimliğiyle kendini açığa vurduğu dikkatimizi çekmektedir. Telkinsel etkinin yalnızca önder tarafından kitledeki bireyler üzerinde değil, tek tek bireylerce yine tek tek bireyler üzerinde de gösterile­ bileceğini itiraf edersek, böyle bir etkinin oluşturduğu bilme­ce daha da çetinleşir
Reklam
214 öğeden 1 ile 6 arasındakiler gösteriliyor.