Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

EXTREME CHANGE

Nokta gibi sus, yoksa padişah, adını söz söyleme defterinden kazır gider.
Reklam
Aşk gayb âleminde naralar atar durur; fakat o kükreyişi hayvan duymaz.
Gönül can sıkan her düşünceden kurtulmuş; ayağa batan her dikenden halâs olmuş.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yolculukta dostuyum, kılavuzuyum onun; seher çağında sâkîsi, şarapçısı.
Sarhoş oldun, öpücükler vermen gerek; o dudağa öpücük ver; şarap içmiştir o dudak. Pek hoşsun, pek güzel; kem gözler ırak olsun; ne mutlu o göze ki yüzünü gördü senin. Fakat yüzünü görmek, pek nadir olan şey; ne mutlu adını duyan kulağa.
Reklam
Gönül alan sevgili yok diye şikâyet edeni bil ki gönüle gark olmuştur da hâlâ gönlü arayıp durmadadır. Müşterilerin hepsi de bir tek müşteridir; bu pazardan kurtulmuş bir tek kişi bile yoktur. Gül bahçesinin aslını gören iyice anlar ki orda bir tek diken bile yok.
Başım gibi sarhoş olmayan bir baş mı var? Gönlüm gibi ağlayıp inlemeyen bir gönül mü var? Bütün dünyayı döndüm dolaştım; yabancı aradım; sonunda iyiden iyiye anladım ki yabancı yok. Dünya işlerinin hepsi de birbirine aykırı; fakat bütün işler de ancak bir tek iş.
A sarhoş bir halde vakitsiz kalkan, şarapla sarhoşsun, hem de Elest şarabıyla. Aşk, seni kadeh gibi elimizden aldı da eliyle bağrına bastı, başına dikti gitti. Elin kolun Tanrı yayını buldu mu buldu; okun göğü aştı mı aştı. Tanrı hazinesinin malı olan her inci, her mücevher, senin o iki lâ’l dudağında var mı var.
Reklam
Senin şarabın gökten geliyor; her şıra sıkana minnetimiz yok.
Kimdir bu şehirde ayık olan; kimdir bu çağda bu yandan olmayan? Kimdir Rûhü’l-Kudüs’ün soluğundan Meryem gibi gebe kalmayan? Kimdir her an oltaya benzeyen o kıvrım kıvrım saçlara elli kere bağlanmayan?
Şaşılacak şeyi gör, şaşılacak kişileri seyret; sen hiç hem var olan, hem de yok olan birini gördün mü?
Gönlün çevresinde dönen kişi, dünyaya can kesilir, gönüller kapan bir güzel olur. Gönül kesilen, âşık olan, pervaneye yoldaş olur; mumların çevresinde döner durur.
Bütün güzellerin cilvelendiği zaman, gecedir; fakat uyuyan duyamaz bunu, hadi, uyuma. İmranoğlu Mûsa, gördüğü nuru gece görmedi mi; geceleyin o ağaca doğru gitti de gel sesini duymadı mı? Geceleyin on yıllık yoldan fazla yol aldı da baştan başa ışıklara boğulmuş bir ağaç gördü hani. Ahmed, geceleyin miraç etmedi mi? Burâk, onu geceleyin göklere götürmedi mi? Gündüz, geçim için; geceyse aşk için; hani, seni kötü göz görmesin diye. Halk uyudu gitti; fakat âşıklar bütün gece Tanrı’yla söyleşmede.
19,3bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.