Düşlerimiz, hakkında bilgi sahibi olduğumuz şeylerin garip biçimde bir araya gelmesinden oluşuyor. En katıksız düşlerimizin kaynağı, deneyimimizin kaynağıyla aynıdır.
Derler ki:
Nice yiğitleri küle döndüren,
Nice kızları hasta eden,
Kırmızı bir karanfil tütmüş,
Kırk gün kırk gece.
Masallara özgü, gerçeğe yakın,
Büyüler, dualar çaresiz kalmış,
Ne yapsalar nafile...
Bir bebek dile gelmiş, demiş ki:
"Kalbine dokun
Aşkı bulmak için,
Sözlere değil."
O tarihten bu yana
Kalbine dokunan yaşamı bulmuş,
Kalbine dokunan aşka dokunmuş.