Kitapçıda gezerken kitabın adı ilgimi çekip, önceden denemediğim yazarın ilk kitabını almıştım.
Kitap, Türkiye 'ye okumaya gelen Filistinli bir öğrencinin ve ailesinin yaşadıklarının anlatıldığı gerçeğe dayanan bir roman.
Sadece yaşananların anlatılması bile kafi gelmiş elbet ama yazarın da edebi birikimi kelimelerin tesirine güç katmış.
Diyebilirim ki; Cola'yı bırakmama vesile olan kitap...
Allah'ın Kahhar esmasının hikmetini yüreğime duyuran kitap...
Ve Filistin zulmünü rüyalarımda görecek kadar derinden anlatan kitap...
Tefekküre, şükre ve duaya vesile bu kitabı herkese tavsiye ediyorum.
Bir gün, ağabeyinin de içinde bulunduğu bazı çocuklarla toprak damlar üzerinde oyun oynuyorlardı. Bu sırada oradaki çocuklardan biri, küçük Celâleddin'e söyle bir teklifte bulunur:
"Gel, bu damdan öteki dama atlayalım..."
Geleceğin Mevlana'sı, arkadaşının bu teklifine gülümseyerek, şu harika cevabı verdi:
"Hayır damdan dama atlamayalım. Çünkü bu iş, kedi ve köpeklerin de kolayca yapabildiği bir iştir. Eğer gücünüz yetiyorsa böyle damdan dama değil, gelin göklere uçalım da alemleri seyredelim!"
Kitabı okuduktan sonra nefsimle konuşur oldum:) Ve anladım ki Aziz Mahmud Hüdayi olmak öyle kolay değil. Kadılığı, makamı, mevkiyi, şöhreti, dünyayı terk etmek, nefsi eğitmek ...Hele de herkesin enesini ilah edindiği bu ahirzamanda zerresini yapabilmek kolay değil vesselam..
Hayretimi ve hayranlığımı artıran bu eseri herkese tavsiye ediyorum.