İlk başlarda okurken sarıyordu ancak sonraları sarmamaya başladı. Zira kitabın tekrar etmeye başladığını düşünüyorum. Yine de Nihan hanımın kalemine sağlık.
ErtelemeNihan Kaya · Eksik Parça Yayınları · 2023438 okunma
Konya kitap fuarından 2021 yılında almıştım. Neden bilmiyorum geçenlerde elime geçti ve çalışma masama bıraktım. Sonra elime alıp okumaya başlayınca bırakamadım. Doğrusu bir otobiyografiyi okumuyor da sanki Nurullah Genç'ten dinliyor gibi oldum. Diğer okurların da belirttiği gibi yer yer hüzünlendirip yer yer de mütebbessim etti bizleri. Önceleri sadece birkaç şiirinden tanıdığım şairimizin yaşam hikayesini de (sadece bir kısmı da olsa) okuyunca kendimi ayrıcalıklı hissettim. Dediğim gibi sanki okumadım da karşıma geçmiş o anlatıyor ben dinliyor hissine kapıldım. Kitabı beş bölüme ayırmış: Toprak, Tohum, Filiz ve Fidan. Umarım daha çok kişinin tanışmasına, okumasına vesile olur bu yorumum. Selametle...
Eser gayet sade, anlaşılır bir dille yazılmış (çevrilmiş), bir nefeste bitecek türden. İnşallah Rabbim istifade edip, müstefid olanlardan eylesin.
Selam ve dua ile...
Doğrusu bir kitabın hayatımı bu kadar etkileyeceğine ve şekil vereceğine hiç ihtimal vermezdim. Kötü bir şey yapacakken ya da iyiliği ertelerken hep aklıma nefsim geliyor. Allah sizden razı olsun.
Kitap Şuuru'na gönül vermiş hocalarım sayesinde kitaplığıma ekledim ancak okumak bugüne nasip oldu ve elhamdülillah iyi ki nasip oldu.
Üstad Necip Fazıl'ın hep hayatını merak etmiş ve hakkında yazılan kısa kısa hikayeleri okumuştum. Ancak bu defa kendi dilinden dinlemek -okumak- bir başka oldu benim için. Onun hayatında
Esseyyid Abdülhakim Arvasi Hazretlerinin yerinin çok ayrı olduğunu biliyordum ancak bu denli olduğunu tahmin etmiyordum. Umarım Necip Fazıl'a merakı olan herkese bu eseri okumak nasip olur.
Selam ve dua ile...
O ve BenNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20218,3bin okunma
Kitap Şuuru 'na gönül vermiş isimlerini dahi bilmediğim hocalarıma mahsus selam ederim.
Cengiz Dağcı'nın on dördüncü kitabını bitirmenin vermiş olduğu mutluluk ve bir o kadar da hüzünle...
Kitabı bitirdiğimde aklıma Dağcı'nın Regina Hanım için yazdığı eseri aklıma geldi. Zira buradaki İzmail Tavlı; Cengiz Dağcı, Ramila da Regina Hanım...
Keyifli Okumalar
Kitap Şuuru 'na gönül vermiş isimlerini dahi bilmediğim hocalarıma mahsus selam ederim.
Cengiz Dağcı'nın on üçüncü eserini bitirmiş bulunmaktayım. Yazarın bu defa farklı bir tarzıyla tanıştığımı söyleyebilirim. Zira eser açıkçası ilk başta sıkıcı geldi. Çünkü bir türlü bağlamı yakalayamamıştım. Ancak ilerleyen süreçte kopamadığım bir romanla baş başa kaldığımı ifade etmek isterim. Toplam on beş mektuptan oluşan eserde; Dağcı, bu eserinde de vatan hasretine değinmekte ve anne özlemini işlemektedir. Dağcı ile ilk defa tanışacak olanlara bundan önce değerlendirdiğim
Her Müslümanın (bilhassa gençlerin) okuması gereken eserlerden bir tanesi olduğunu düşünüyorum. Özellikle günümüz gençlerine bir rehber niteliğinde bir eser diyebilirim. Yazandan ve daha yayımlanmasında emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
Kitap Şuuru 'na gönül vermiş isimlerini dahi bilmediğim hocalarıma mahsus selam ederim.
“Ben yalnızca Kırım’ın yazarı değilim ama Kırım’ın faciasını bütün gerçeği ve içtenliğiyle yalnız ben yazabilirdim.'' derken sahiden de yazabildiğini okurken hissediyorsunuz. Bu eseri okumadan önce Yurdunu Kaybeden Adam'ı okumanızı öneriyorum. Her okuyanda kesinlikle iz bırakacak bir eser olduğunu da ifade etmek istiyorum. Keyifli Okumalar.
Kitap Şuuru 'na gönül vermiş isimlerini dahi bilmediğim hocalarıma mahsus selam ederim.
Cengiz Dağcı'nın on birinci eserini okudum. Her eserine beğenerek okuduğum bu kitapta da Dağcı, bizlere küçük bir çocuğun gözlerinden hayata bakmayı yansıtıyor. Yer yer anlamlandıramadığım bölümler oldu ancak okumaya değerdi.
Kitap Şuuru 'na gönül vermiş isimlerini dahi bilmediğim hocalarıma mahsus selam ederim.
Bu defa okuduğum kitabı çok çabuk bitirdim. Belki kitaba olan özlemimden belki de Cengiz Dağcı'dan mıdır bilemiyorum ama her ne sebepten olursa olsun kitap yine vatan uğruna yapılan savaşları, savaşların sonuçlarını anlatıyor. Kitapta, keşke böyle bitmeseydi dediğimiz olayların çok benzerleri maalesef deyim yerindeyse yirminci yüzyılın kara lekesi olarak gerçekten yaşanması da ayrı bir durum...
Kitap Şuuru 'na gönül vermiş isimlerini dahi bilmediğim hocalarıma mahsus selam ederim.
Cengiz Dağcı'nın dokuzuncu eserini okumanın vermiş olduğu mutluluk ve hüznüyle...
Bu defa çok akıcı ve bir o kadar da düşündürücü bir romanla karşı karşıya kaldım. Zira Dağcı, bu eserinde kârisini adeta Kırım'a çekip götürüyor. Kitapta ilk başta hayat gayet güllük gülistanlık iken her şey Bekir amcanın merhametiyle adeta deyim yerindeyse cehenneme dönüyor.
Bana göre Dağcı'nın en etkili ve en güzel eseri buydu. Umarım her Müslüman Türk gencine en azından Dağcı'nın bu eserini okumak nasip olur.
Onlar da İnsandıCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 20202,862 okunma
Sosyal medya ve internet kullanımı ile ilgili genel bilgilerin yer aldığı, okurken bunu biliyorum dediğiniz ama sorguladığınız güzel notlar var. Keyifli okumalar...
Kitap Şuuru 'na gönül vermiş isimlerini dahi bilmediğim hocalarıma mahsus selam ederim.
Cengiz Dağcıyla sekizinci eserinden devam ediyoruz.
Dağcı bu defa kurgu ile gerçeği harmanlamış gibi geldi bana ama emin olamadım. Aslında her eseri için bunu söylesek yanlış olmaz. Her ne kadar karakterlerin ismi farklı olsa da aslında hepsi birer Cengiz...
Kitap sürükleyici ancak sonu yarım bırakıyor insanı keşke biraz daha ilerleyip olayları bağlasaydı...
Okuyacak olanlara, KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM.
Benim Gibi BiriCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 2017103 okunma
Kitap Şuuru 'na gönül vermiş isimlerini dahi bilmediğim hocalarıma mahsus selam ederim.
Yazarın okumuş olduğum yedinci kitabıydı. Bu eseri diğerlerine göre farklıydı. Farklı kılmasının nedeni de Haluk karakterinin gözünden sık sık iç monolog ve bilinç akışı tekniğiyle yazılmış olması. Okurken yine yazar sizi savaşa götürüyor. Ancak dediğim gibi bu eseri diğerlerine göre biraz farklı. Benim de yer yer okurken zorlandığım, toparlayamadığım kısımlar oldu açıkçası. Bunun nedenini de şuna bağlıyorum: Badem Dalına Asılı Bebekler...
Üşüyen Sokak, aslında Badem Dalına Asılı Bebekler'in devamıymış. Ben bunu maalesef kitabı bitirdikten sonra, inceleme yazmadan az evvel, öğrendim. Ama elimde o eser de olduğu için en kısa zamanda onu da okuyacağım.