Elif Sümeyye Tuna

Ruhî Hazırlık
Davete hazırlık merhalesinin bu şekline nefsî hazırlık ve ahlâkî hazırlık da diyebiliriz. Çağdaş İslâm davetçilerinden Hasan el-Hudaybî der ki: "İslâm'ı önce göğüslerinizde, gönüllerinizde hakim kılınız; yer yüzünde, beldenizde de İslâm hakim olacaktır.” Evet, İslâm daveti önce davetçinin kendi nefsinden başlar. Bu sahada yapılacak ilk iş, İslâmî bir şahsiyete ve iradeye sahip olmak, nefsi tezkiye etmek, masiyetlerden, günahlardan, ayıp ve ahlâksızlıklardan arınmaktır. Nefsine ihtimam göstermeyen bir davetçinin Cenab-ı Hak'tan hidâyet ve nusrat beklemeye hakkı yoktur. Zira "Bir millet kendi durumlarını değiştirmedikçe Allah, onların durumlarını değiştirmez." Bu sebeple herşeyden önce davetçi selîm bir akide sahibi olmaya çalışacak, davasına azim ve iradeyle sarılacak, bozuk inanç, fikir ve düşüncelere kalbinde, ruhunda, gönlünde yer vermeyecektir.
Sayfa 121Kitabı okudu
Reklam
İslâm daveti, davetçinin kendi şahsından başlayarak, suya atılan taşın etrafından hâlelenen halkalar misâli, sırasıyla ailesi ve akrabalarına, komşu ve yakınlarına intikal eden, önce müslümanları, sonra bütün bir insanlığı şümûlüne alan mukaddes bir vazife ve geniş anlamlı bir kelimedir; hayatın her safhasında ve sahasında cereyan eden bir hâdise, bir ibâdettir. O, İslâm'ın temel şartı ve esâsıdır.
Hadis-i Şerif'lerde Davet
Hadis-i Şerif'te Hz. Peygamber, İsrail oğullarının birbirlerine düşmelerini ve lanetlenmelerinin sebebini gördükleri bir münkerden nehyetmemek olarak belirtiyor ve ümmetine ikazda bulunuyordu: "Ya zalime engel olursunuz ve onu hakka çekersiniz ya da bu durum sizin başınıza da gelir"

Reader Follow Recommendations

See All
El-Aksâ'nın kapısını görünce herhalde böyle titrerim.
Reklam
Reklam
119 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.