Mümkünse gereksiz şeyler ve sohbet için mesaj atmayınız!
Sorularınız için:#217475617
Aç kalırım da yapmam şu pis düzene saygı duruşu.
...
Alayınızdan tiksiniyorum, bunu da söylemesem içimde kalır.
"Kim bilir belki vardır, belki de yok. Bunu nasıl bilebilir ki insan? Ben ömrüm boyu olmasını diledim fakat bulamadım. Aradım durdum. Kitaplarda, ovalarda, dağlarda, denizlerde, gökyüzünde, insanlarda ve ormanlarda... Kimi zaman buldum zannedip sevince kapıldım. Kimi zaman bu sevinç türlü şüphelerin pençesinde dağılıp gitti. Varla yok arasında mekik dokuyup durmaktan yoruldum en sonunda ve Tanrı'yı olduğu ya da olmadığı yerde bir başına bırakıp ondan koptum. Ama yine de bu benim için bile ancak bir bilinmezden ibaret. Gönül neler istemez... Heybetli bir Tanrı olsun her dem yanı başında; onu koruyup kollasın, sesini duysun, ihtiyaçlarını karşılasın, zor zamanlarında sıcak bir dost eli gibi omuzlarına dokunsun ve 'Ben buradayım, yalnız değilsin.' desin. Ama kim bilir belki o sağırdır ya da bizler kör... "
Tapınağın ortasına doğru yürüyüp başka birinin kolundan usulca tuttu "Sen de mi hiç görmedin Tanrı'yı?" adam "Hayır." dedi. Sonra bir başkası, bir başkası daha ve bir diğeri daha... Sorduğu hiç kimse görmemişti Tanrı'yı. Onun ne zamandan beri yok olduğunu, nereye gittiğini, ne zaman döneceğini bilen tek kişi yoktu. Tüm bu insanlar oturmuş bekliyor, ağlayıp inleyerek hiç görmedikleri Tanrı'dan bir şeyler dileyip duruyorlardı.