Tuncay Elyay

467 syf.
·
Puan vermedi
·
62 günde okudu
Yazar kitapta 12 Mart döneminde yaşanan olayların bir panoramasını çizmiş. Polisler, solcular, faşistler, burjuva sınıfı, köylüler, ajanlar, toplumun farklı kesiminden insanları anlatmış, karakterler üzerinden bir dönemin siyasi ve toplumsal yapısına ışık tutmuş. Olayın kahramanları üniveristeden arkadaş olan Hakkı ile Hüsnü. Hakkı, zengin bir aileden geliyor. İkisi de sol görüşlü olan arkadaştan Hüsnü, aynı zamanda örgüt üyesi ve polisten kaçıyor fakat bunu Hakkı'dan saklaması ve bunun sonucunda gelişen olaylar silsilesi istenmeyen sonuçlar doğuruyor. Okumak isteyen olur düşüncesiyle ayrıntıya girmiyorum. Ancak kısaca şu kadarını söyleyeyim; Sıkıyönetim askeri dönmelerinin ne demek olduğunu bu toplum çok iyi bilir. Baskılar, işkenceler, faili meçhuller şeklinde tezahür eder ve aileler üzerinde büyük travmalar yarattığı bir gerçek. Yazar da bunu gerçekçi bir biçimde roman haline getirmiş. Aslında bu yapıttan çok güzel bir dizi veya film çıkar diye düşünüyorum. Yazar olayların örgüsünü, zaman / mekân atlayarak işlemiş ve çok da güzel kurgulamış. Betimlemeleri uzatmadan anlatması okuyucuyu sıkmıyor. Karakterlerin psikolojik tahlillerini, olaylar karşısında davranışlarını, günlük insan ilişkilerini gerçekçi bir biçimde analiz etmesi kitabın akıcı olmasını sağlamış. Sıkılmadan, beğenerek okuyacağınızı düşündüğüm bu kitabı tavsiye ediyorum.
Kanlı Düğün
Kanlı DüğünKemal Bekir · Pencere Yayınları · 20063 okunma
Reklam
456 syf.
·
Puan vermedi
1. Kanal Harekatı
Gerçeği söylemek lazım gelirse, bu Birinci Kanal Seferi'ni gerçekleştirdiğimiz zaman, kimse Kanal'ın nasıl geçilebileceğini bilmiyordu. Böyle bir taarruzi keşif yapmaya cidden muhtaçtık. Kesinlikle hücum ile geçilmesi zorunlu olan Kanal'ı geçmek için ne gibi vasıralar ister? Düşman harp gemilerinin gözü önünde bu geçiş hareketi yapılabilir miydi? Hiç olmazsa doğu sahilinde kuvvetle yerleşip uzun menzilli toplada Kanal'dan nakliye ve tüccar gemilerinin geçişini engellemek mümkün olmaz mıydı? Bizim için en yararlı biçimde uygulanacak plan bu değil midir? İşte bu suallere cevap verebilmek için bu keşif taarruzu cidden zorunlu idi ve bu sayede hem durum gereğince anlaşıldı, hem de İngilizler Çanakkale taarruzunu, bizim bu teşebbüsümüzün neticelerini beklemek üzere geri bıraktılar. Bundan başka da Mısır'da hiçbir zaman 250.000 neferden az kuvvet bulundurmamak mecburiyerinde kaldılar.
Hatıralar
HatıralarAlpay Kabacalı · İş Bankası Kültür Yayınları · 201687 okunma
·
Puan vermedi
Veronika ölmek istiyor. Peki ama neden ölmek istiyor? Veronika'nın ölmek istemesi için aslında çok önemli bir sebep yok. 24 yaşında genç ve güzel bir kız. Kendisini seven bir ailesi var. Yani sevgi sorunu da yok. Yaşadığı sorun basit; hayatı çok monoton geçiyor, sıkılmış. Anladığım kadarıyla Veronika'nın hayata yüklediği anlamda sıkıntı
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 201076,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
576 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın ana konusu, Çukurova 'da iki toprak ağasının birbirlerine olan düşmanlıklarını anlatıyor. İki toprak ağası arasında geçen kan davası yüzünden arada kalan köylüler, faili meçhul cinayetler, o dönemdeki yöneticilerin beyler tarafından satın alınması, köylülere uygulanan işkenceler, geleneklere olan kökten bağlılık. Hem birine ölümüne kinlenmek, hem de ölüme karşı duyulan büyük korkunun insanı içine soktuğu psikolojik durumu çok güzel işlemiş yazar.Kontrol altına alınmayan hırsın ve kin gibi olumsuz duyguların insanı nasıl bir vahşi yaratığa dönüştüreceğini yazar kelime ustalığı ile çok güzel işlemiş. Kan düşmanlarına uygulayacakları işkence yöntemlerini dahi tartışan bu beylerin kin duygusu sadece beyleri değil, yöre insanının günlük hayatını da olumsuz etkilemekte. Fakat bu durum aynı köylülerin beylerine karşı büyük sevgi ve saygı duymasına engel olmuyor. Yazarın doğa ve ölüm betimlemeleri, karakter analizleri her ne kadar ustalıkla işlemiş olsa da en ince ayrıntısına kadar anlatması sizi biraz sıkabilir. Kitap örgüsü, zaman zaman başka bir mekâna geçip tekrar önceki mekana dönmesi şeklinde ilerliyor. "İnsan olan onuruyla yaşar"
Demirciler Çarşısı Cinayeti
Demirciler Çarşısı CinayetiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20192,457 okunma
398 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Olay, 70'li yılların başında, Karadeniz'in küçük bir sahil kasabasında geçiyor. 12 yaşındaki Salih'in ; korkuları, hayalleri, özlemleri, saflığı, babaannesi ile olan sorunlu ilişkisi, umutları, İnsan, hayvan ve doğa sevgisini en saf haliyle yaşayan bir çocuğun hikayesi destansı bir şekilde anlatılıyor bu kitapta. Salih'in hayalleri ile gerçek olaylar arasında ani geçişler olduğu için zaman zaman anlamakta zorlansam da, yazarın çocuğun düşlerini efsaneler ile harmanlayarak anlatmasını çok beğendim. Tabi bu efsaneleri anlatırken, yazar her zaman yaptığı gibi büyüklere mesajlar da veriyor. 12 yaşındaki Salih yaşadıkları olaylar nedeniyle o kadar çok sorular soruyor ki kafasında, resmen hayatı sorguluyor. Tabi cevaplarını bulamıyor ve bu durum onda bir takım gereksiz korkulara neden oluyor. Gerçi biz yetişkinler de pek farklı değiliz ya...
Al Gözüm Seyreyle Salih
Al Gözüm Seyreyle SalihYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 2017811 okunma
Reklam
410 syf.
·
Puan vermedi
Vukuat Var .
Kitap hanımın çiftliği üçlemesinin ilk kitabı. Kader kavramı, dinin kötüye kullanılması, kadına şiddet ve bir mal gibi alınıp satılması, erken yaşta evlilik, namus adı altında kadına uygulanan baskı, ağalık düzeni, particilik, emeğin sömürülmesi ve aşk konularını yazar, karakterlerin üslûbu ve kurgusu ile o kadar güzel işlemiş ki, kitap su gibi akıp gidiyor. Muzaffer karakteri ile, sahip olduğu servetini çevresine korku salmak için kullanan ve insanları hor gören ağayı bulacaksınız. Ramazan ile, dayısının arkasına saklanan pısırık bir yeğeni bulacaksınız. Kabak hafız ile, dinî çıkarı için kullanan hocayı bulacaksınız. Cemşir ile, kızlarını bir mal gibi satan babayı bulacaksınız. Hamza ile, kız kardeşini namus maskesi ile sevdiğinden ayıran abiyi bulacaksınız. Reşit ile, üç kuruşluk menfaati için dost görünen sahtekârı bulacaksınız. Anne Meryem ile, yıllarca eşinin şiddetine maruz kalmasına rağmen, " Erkek kadının küçük tanrısıdır" sözünü kendine şiar edinmiş bir kadının dramını bulacaksınız. Fattum ile, karşılıksız aşk acısı çeken genç kızı bulacaksınız. Güllü ile, sevdiği Kemal'e kavuşmak için her türlü baskıya direnen bir genç kızı bulacaksınız. Kemal ile, sevdiği kız için canını veren bir aşığı bulacaksınız. Kitabı bitirdikten sonra anlıyorum ki ; aynı sorunlar günümüzde de yaşanıyor maalesef.
Vukuat Var (Hanımın Çiftliği 1)
Vukuat Var (Hanımın Çiftliği 1)Orhan Kemal · Everest Yayınları · 2017822 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
Zigmund Bauman tanınmış bir sosyolog. Kitap artık çevirisinden midir nedir bilmiyorum bana sıkıcı geldi. İlk defa sosyoloji türü okumuyorum, severek okuduğum bir katagori ama bu kitabı zorlukla okudum açıkçası. Yazar kitapta sosyolojik düşünmenin neden gerekli olduğunu açıklayan geniş bir açıklamadan sonra, belirlediği sosyolojik olaylarin bölüm
Sosyolojik Düşünmek
Sosyolojik DüşünmekZygmunt Bauman · Ayrıntı Yayınları · 20121,616 okunma
282 syf.
·
Puan vermedi
Mehmet Eroğlu kalemini beğendiğim yazarlardan biri. Tanınmış bir yazar değil ama bence yaşayan en iyi yazarlardan biridir. Kitaba gelince; Kurgusu ve diliyle gerçekten keyifle okunacak bir kitap. Bu kitapla iki ödül kazanmış yazar. Karakter tahlilleri bu kitapta derinlemesine işlenmemiş olsa da, diyaloglar ve kurgusu çok güzel. Mekânın geçtiği yer İskenderun, olay 70'li yılların başında geçiyor. 71 muhtırası sonrası kaybolan yakın arkadaşını arayan bir adamın başından geçenleri anlatmakla beraber baş karakter Ayhan'ın iç hesaplaşmasını anlatıyor kitap. "Issızlığın ortasında " isimli kitabın devamı olduğunu belirteyim.
Geç Kalmış Ölü
Geç Kalmış ÖlüMehmet Eroğlu · İletişim Yayıncılık · 2014122 okunma
354 syf.
·
Puan vermedi
Drina Köprüsü
Osmanlı'nın en muktedir sadrazamlarından, Sokullu Mehmet Paşa'nın yaptırdığı Drina köprüsü ve onun etrafında geçen olayları anlatıyor yazar. Kitap ilk başlarda akıcı fakat ilerledikçe bu akıcılığı kayboluyor. Herhalde, farklı zaman dilimlerini anlatmasından kaynaklanıyor olabilir. E kolay değil tabii kozmopolit bir coğrafyayı farklı zaman dilimleri ile anlatmak. Kitap boyunca belli bir karakter yok. Buna rağmen, kitabı severek ve merakla okudum. 350 yıllık tarihin anlatıldığı, Osmanlı'ya bağlı Bosna'nın bir kasabası olan Vişegrad'ta su baskınları ve ayaklanmalar sürekli tekrarlanıyor. Bu kasabada yaşayan farklı inançlara ve kültürlere sahip insanların birbirleriyle olan ilişkilerini gayet güzel anlatmış yazar. Kitapta beni en çok etkileyen kısım, Osmanlı ordusunun orduya almak için topladığı çocukların arkasından ağlayarak koşan annelerin anlatıldığı bölümdü. Sokoloviç köyünde doğan küçük Baryo da bu şekilde saraya gelecek ve Sokullu Mehmet Paşa olarak tarihteki yerini alacaktır. Kitabın en sinir bozucu kısmı ise, Abid Ağa'nın kazığa oturtma cezasının anlatıldığı bölüm. Ayrıntılı olarak gerçekçi biçimde tasvir edilmesi biraz canımı sıktı açıkçası. Hemen belirtelim, Abid Ağa'nın bu yaptığı sarayın kulağına gidiyor ve yerine muteber biri getiriliyor ve halk ile de gayet iyi anlaşıyor. O dönemde bu tür ceza tarihsel dönemde normal görülse de, Osmanlı buna izin vermiyor zaten. Kitabı okuduktan sonra Bosna'ya gidip o bölgeleri görme isteği hasıl oldu. İnşallah bir gün nasip olur. Belli mi olur ?
Drina Köprüsü
Drina Köprüsüİvo Andriç · İletişim Yayınevi · 20185,5bin okunma
536 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Shuggie Bain
Kitabın konusu, 80'lerde Thatcher hükümeti döneminde, özelleştirmeler sonucu kitlesel işsizliğin ve yoksulluğun hüküm sürdüğü Glasgow'un varoşlarında geçiyor. Alkolizmin pençesinden kendini kurtaramayıp, önce eşinden ayrılmış, bilahare diğer üç çocuğundan ikisinin evini terk etmesi ile sonuçlanan bir çıkmazın içinde kalan Agnes ve en küçük oğlu Shuggie arasında geçen bir dramı anlatıyor kitap. Şiddetin, tacizin ve yoksulluğun girdabında parçalanmış bir ailenin çocuğu olan küçük Shuggie, gueer olarak tanımlayabileceğimiz (kadınsı mı deseydim bilemedim) bir çocuktur. Annesinin, fuhuşa yönelmesi ve alkolizmin bataklığından çıkamayıp sık sık intihara teşebbüs etmesine rağmen, küçük Shuggie'nin annesine olan derin sevgisi yaşadıkları bütün bu kaosu aşmalarında en büyük etken oluyor. Küçük Shuggie'nin yaşadıklarını okudukça göreceksiniz ki çok üzücü ve insanın içini acıtıyor. Kitabın ilk bölümleri anne Agnes'i, onun anne ve babasını ve eşleri ile olan ilişkilerini (iki evlilik yapmış) anlatırken, daha sonra küçük Shuggie ve annesi ile geçen olayları anlatıyor. Yazar, duygusal yönü ağır olan bir dramı çok güzel işlemiş. Tavsiye ederim. - Ne kömür var, Ne insan, İanedir bize kalan!
Shuggie Bain
Shuggie BainDouglas Stuart · Can Yayınları · 2022488 okunma
Reklam
1724 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Sefïller
Victor Hugo'nun ölümsüz eserini birkaç ay önce almıştım, ancak yeni okuma fırsatım oldu. 2021 yılını böylece Sefiller ile bitirmiş olalım. Kitaba gelince : Büyük yazar Victor Hugo, Sefil insanların dünyasını olayın baş kahramanı Jean valjean üzerinden anlatırken; dönemin yoksulluğunu, sınıf ayrımı, umutsuzluk, hırs, nefret, intikam,
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202186,9bin okunma
495 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Kökler
Kitapta, 16 yaşında Gambiya'dan köle olarak Amerika'ya getirilen Kunta Kinte'nin ve ondan sonra gelen ailesinin, acı dolu hayat hikayesi, 7. Kuşaktan torununun kaleminden anlatılıyor. Irkçılığın, insan onurunu nasıl ezdigini, açlığın ve yoksulluğun bir insana neler yaptırabileceğini, beyaz efendilerin, üç kuruş için çocukları ailesinden nasıl kopardığını, dinine son derece bağlı bir müslüman olan Kunta Kinte'nin, nasıl aç bırakılıp domuz eti yemeğe zorlandığını, bir insanın başına gelebilecek en kötü şeyin aslında çaresizlik olduğunu içiniz sızlayarak okuyacaksınız. Yazarın atalarının yaşadığı gerçek olaylardan yola çıkarak yazdığı bir kitap. Yazar, kitabı 10 yıllık bir araştırma ve inceleme ile yazmış, bunun için Amerika'dan, Afrika'ya uzanan bir yolculuk da yaparak, atalarının yaşadığı köyde onları tanıyan kişilerden de bilgiler not alıp olayların gerçekliğini olduğu gibi yazdığını ifade ediyor. Bu kitabın zamanında Amerika'da dizisi de yayınlamış ve o dönemde büyük yankı uyandırmış. Bu dizi bir dönem TRT'nin siyah beyaz olduğu dönemde yayınlanmış idi, ( çocuk yaşta idim ama hatırlıyorum). Kitap akıcı bir dil ile yazılmış. "Kökler, milyonlarca kara derilinin yaşamını simgeliyor. Şu evrensel gerçeği unutmayın hepimiz aynı Yaratıcının çocuklarıyız" diye noktalıyor yazar.
Kökler
KöklerAlex Haley · Altın Kitaplar · 1979245 okunma
344 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap oldukça öğretici. Metaforların bu kadar derin bir araştırma ve inceleme konusu olduğunu (hemde on yıllarca) hiç tahmin etmiyordum. Metafor kavramının hayatımızda ne kadar önemli bir yer ettiğini, insan davranışlarını ne kadar etkilediğini bu kitabı okuyunca daha iyi anlayacaksınız. Yalnız, kitabı okurken zaman zaman sıkılabilirsiniz.
Metaforlar
MetaforlarMark Johnson · İthaki Yayınları · 201560 okunma
482 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Türkiye'de Beş Yıl
Lord Paşa'nın anlamadığı şu; O tarihlerde ülkeyi padişahın yönettiğini sanıyor galiba, Evet doğru ama kağıt üstünde. Ülkeyi asıl yönetenler İttihatçılar. İttihatçıların en önemli adamların başında da Enver paşa gelir. Yani paşam senin dediklerin doğru olabilir, ama ülkeyi sen yönetmiyorsun. Güzel tespitler yapmış, çok emeğin geçmiş, eyvallah
Türkiye'de Beş Yıl
Türkiye'de Beş YılLiman Von Sanders · İş Bankası Kültür Yayınları · 2010136 okunma
63 syf.
·
Puan vermedi
ETRÜSK'LER TÜRK MÜ İDİ ?
Perugia zapt edildikten sonra, şehrin ileri gelenlerinden 300 kişi Roma’ya götürülerek, Sezar’ın mezarı üzerinde birer koyun gibi kurban edilirler.19   Burada sunu kaydetmek lâzımdır ki, Etrüsklerin Romalılar tarafından yok edilişi dünya tarihindeki ilk metodik ve sistemli jenosid hareketidir. Eserlerinin çoğunu Almanca olarak yazmış diğer bir Rus Türkoloğuna göre, eski Türkler yer altında bir Cehennem Âlemi bulunduğuna ve bu âlemin birkaç kattan ibaret olduğuna inanırlarmış.
Etrüskler Türk mü idi?
Etrüskler Türk mü idi?Adile Ayda · Türk Tarih Kurumu Yayınları · 201453 okunma
303 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bouillane de Lacoste, bir Moğol'un ağzından, bana karakteristik gibi görünen şu cümleyi işitmişti: "Şamanlar bize hayatla ilgli şeylerden söz etmektedirler, halbuki lamalar bize sadece ölümle ilgili şeylerden bahsederler". Şamanizmin, saygınlığının bir yerde buna bağlı olduğundan şüphe etmemek gerekir.Belki de, çocuk edinme öyküleri
Türklerin ve Moğolların Eski Dini
Türklerin ve Moğolların Eski DiniJean Paul Roux · İşaret Yayınları · 199884 okunma
Reklam
254 syf.
·
Puan vermedi
Moğolların Efendisi Cengiz Han
Bir kötülük yapacakları zaman niyetlerini o kadar iyi saklarlar ki, kimsenin bu niyete karşı bir tedbir almasına fırsat vermezler. Bir yabancıyı öldürmek, onların gözünde öldürmek sayılmaz." Birbirine yardım etmek ve başkalarını öldürmek yasanın bir yansıması hükmündedir. Bu adamlar savaş konusunda hırslıydılar. Eski kinlerin acı­ sını daima
Moğolların Efendisi Cengiz Han
Moğolların Efendisi Cengiz HanHarold Lamb · Tutku Yayınevi · 2011359 okunma
228 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Atalarımız Hunlar
*Rusya'daki azınlıklar, özellikle Türk kökenliler, resmî tarih mağduru sayılabilir, çünkü ataları hakkındaki bilgileri ve öz kültürlerini yeni kuşaklara sansürsüz aktaramıyorlardı. Böylece genç kuşaklar, giderek hafızadan silinmeye mahkûm edilen halk değerlerinden mahrum kalıyor ve manevi yönden gelişemiyordu. Bunun sonucunda da Ruslara karşı
Atalarımız Hunlar
Atalarımız HunlarSofi Tram-Semen · Kaynak Yayınları · 200714 okunma
242 syf.
·
Puan vermedi
İskitler
Klasik eserlerde "mumya", "mumyağ" ve "mumyag" olarak geçen mumya, tıpta ve tahnitte cesetleri korumak için kullanılan bir maddedir. Bu madde Türkleri tarafından mukaddes addedilmiştir. Eski Türkler, yok olmayı, toprak olmayı bir türlü kabul edememişler,[71] bütün fertlerini değilse bile, ulularını ve hükümdarlarını
İskitler
İskitlerİlhami Durmuş · Akçağ Yayınları · 2012123 okunma
95 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
1- Nuh tufanının bu destanda olması 2 - Tanrının insanı topraktan yaratması 3 - 7 Sayısının kutsallığı 4 - Gilgamış'ın, dövüşte sağ kalça kemiğinin zarar görmesi. ( Yakup peygamber kıssası) 5 - Gılgamış'ın rüyasında 7 yıl kıtlık, 7 yıl bolluk görmesi. Bunların tamamı Kur'an'da ve Tevrat'ta olması bana çok ilginç geldi??
Gilgameş
GilgameşMuazzez İlmiye Çığ · Kaynak Yayınları · 20131,431 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
Kendini Arayan İnsan
Biliyorum aşağıda yaptığım alıntılar uzun. Ama çok faydalı bulduğum için paylaşıyorum. Lütfen sonuna kadar okuyun, çok öğretici. *Yirmi yaşındaki birinin "otuz beşime gelince yaşamaya başlayacağım." sözleri ile ellisine merdiven dayamış birinin "Artık benden geçmiş, gençlik de kalmadı." şeklindeki yakınmaları eşit derecede
Kendini Arayan İnsan
Kendini Arayan İnsanRollo May · Okuyan Us Yayın · 20192,723 okunma
360 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Bireysel Psikolojinin babalarından, Carl Gustav Jang'ın bu kitabı, rüyaların mantığını anlamak açısından çok güzel bir çalışma. Yazar, rüyaları farklı katagorilere ayırmış. Belirli yerde rüya analizi yaparken yakın geçmişte yaşadığı olaylar ile ilişkilendirmiş, belirli bir yerde ise mandala'daki sembollerden yararlanmış ( dini semboller de dahil).
Rüyalar
RüyalarCarl Gustav Jung · Pinhan Yayıncılık · 2018404 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Ecinniler
Bizim insanımız uzun yazılan sevmez okumaz, o yüzden kısa yazacağım. *19.yy Rusya’sının siyasi ve toplumsal yapısını anlatan Dostoyevski her kesimi eleştirmiş: Başta Nihilistler olmak üzere, liberaller, sözde aydınlar, halktan kopuk burjuva, değerlerini yitirmiş halk, ateistler, dini bilmeyen ve kullananlar, sözde sosyalistler, kokmuş yönetim anlayışı ve güç için insanların politik duygularını sömürenler, fikirlerini kullananlar. inanç eksikliğinden kaynaklanan yaşanan sıkıntılar konu edinmiş. Dostoyevski o dönemi öyle bir anlatmışki, sanki 1917 Ekim devrimini ta o zamandan haber veriyor gibi hissettim. *Bence, Karamazov kardeşlerden sonraki en iyi kitabı. *Kitaptaki karakter o kadar güçlü işlenmiş ki, insanı okurken etkiliyor. • Vicdan denen duygunun ne kadar güçlü olduğunu gördüm. Bir insanda vicdan duygusu yoksa o insandan herşey beklenir.Hani bir yazar demiş ya,; Vicdan insanın içindeki tanrıdır diye bu kitapta çok güzel anlatılmış. Vicdansız strovgin. • Babasından nefret eden pyotr seni unuttum sanma, vicdansızsın! Hangi siyasi fikir, insanın babasını öldürmek isteyecek kadar büyük olabilir. ( Öldürdü demiyorum) . • Alıntı ile bitiriyorum; ....Sevgiden daha değerline ne olabilir. Sevgi, var olmaktan, yaşamaktan daha önemlidir. Sevgi, varoluşun tacıdır ; öyleyse, varoluşun, sevginin önünde baş eğmemesi mümkünmü ?
Ecinniler
EcinnilerFyodor Dostoyevski · Türkiye Kültür İş Bankası Yayınları · 20195,5bin okunma
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bu kitabı okuyacaksınız sabırla sindire sindire okuyun. Okuması biraz zor ve size ağır gelebilir. Çok kelimeyi ve kavramı anlamakta zorlandım. Bence yeniden sadeleştirme yapılarak yayınlanması lazım. Ama buna rağmen çok şey öğrendim gerçekten. Nihilizm, devrim, Sosyalizm, Marksizm, özgürlük, adalet, eşitlik gibi bir çok kavramları kendi penceresinden (varoluşçu) en derin biçimde sorgulamasını yapmış açıkça. Tavsiye ederim. Başkaldıran insanın felsefesi; Yalana, adaletsizliğe ve şiddete karşıdır. Sınırsız bir özgürlük değil onun istediği, sınırların yeniden belirlenmesidir. Başkaldıran insan yeni bir sınır belirler. İnsan dünyaya kendi başına birlik getirebilecek güçte olsaydı, İnsan kendi başına adaletin egemenliğini getirebilse idi, Tanrının ta kendisi olurdu. Tanrı'yle birlikte şeytanda öldü, artık hangi yöne saptığını bile görmeyen soysuz bir cin çıktı onun küllerinden. Başkaldırıyorum; öyleyse varız.
Başkaldıran İnsan
Başkaldıran İnsanAlbert Camus · Can Yayınları · 20152,613 okunma
315 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Sınırlar.
*İnsanları nadiren oldukları gibi görürüz; algılarımız, geçmiş ilişkiler, önyargılarımızla çarptırılır. * Sevgide korku yoktur. Kusursuz sevgi korkuyu kaçırır. * Yaşam bize tüm taahhütlerin, sevgi dolu bir ilişkiye dayalı olduğunu öğretir. * Kimsenin sizi kandırmasına izin vermeyin. Arkadaşlıkların hepsinde bağlanma ( karşılıklı) esas alınmalıdır;
Sınırlar
SınırlarHenry Cloud · Koridor Yayıncılık · 20092,471 okunma
656 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Cennetin Doğusu...
Kurgusu çok güzel akıcı bir kitap olduğunu söyleyebilirim. İyiyi, kötüyü, empatiyi, vicdanı, merhameti, kıskançlığı, şefkati her olayda her karakterde yaşıyorsunuz. İki kardeşin hikayesi ( tabii kitap yalnız iki kardeşin hikayesini anlatmıyor) sanki Kabil ile Habil hikayesini andırıyor. Lee karakterinin Marcus Aurelius denemeler kitabından örneklerini okuyunca ( tesadüf ki önceki okuduğum kitaptı) onun iyilik ve kötülük üzerine yazdığı şu sözü yazmadan edemeyeceğim ".... Yalnız kendimize bağımlı olan şeyleri iyilik ve kötülük olarak düşünürsek, Tanrıyı suçlama ve insanlığa karşı savaşa girme konusunda kendimize karşı hiçbir hak bulamayız" İnsanların sadece tek bir yönüne bakarak nasıl biri olduğuna karar veremezsiniz. Davranışlarının tamamına bakmak gerekir. Önemli olan o insanın toplum içinde nasıl davrandığıdır. Unutmamak gerekir ki her insanın zaafları, tutkuları vardır. Bunu fırsat bilip o kişiye yüklemek büyük bir kötülüktür. Son söz olarak ; Sezen Aksu'nun dediği gibi masum değiliz hiç birimiz.
Cennetin Doğusu
Cennetin DoğusuJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20176,2bin okunma
444 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kirli işler imparatorluğu Ovid Demaris
Aşağıdaki kitap 1976 yılında yazılmış. Emperyalist güçlerin özellikle ABD' nin Ortadoğu'da ne işi olduğunu açık ve net özetlemiş. Demokrasi, insan hakları, özgürlük işin bahanesi. Süper güç olarak ABD'yi asıl yönetenlerin büyük sermaye özellikle petrol şirketleri olduğunu, vahşi kapitalizmin doymak bilmeyen iştahının neler yaptırdığını, Vakıf adı altında büyük şirketlerin dahi nasıl vergi kaçırdıklarını anlamak açısından güzel bir kitap. Yalnız sahaftan almıştım baskısı yok.. Kitapta alıntı yapılacak çok şey var aslında, ama bu alıntıyı paylaşmanın nedeni o günden bu güne değişen bir şey olmaması ve günümüzdeki süper güçlerin Ortadoğu'da ne işi olduğunu söylemesi.... .... Petrole bağımlı bir endüstrilesmis ülkenin satıcıyı kendisinin ihtiyacı olan petrolü satmaya zorlamaya ahlaksal açıdan hakkı vardır .... Evet bu demektir ki; Batı'nın ordusu son çare olarak, diyelim ki, Libya'ya bir kuvvet göndermeye hazır bulunmalıdır. Kolaydır, tıpkı Kore gibi Vietnam gibi içeri girip muslukları açın.. - William F. Buckley.
Kirli İşler İmparatorlukları
Kirli İşler İmparatorluklarıOvid Demaris · Koza Yayınları · 19762 okunma