Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tamirci Çırağı

Tamirci Çırağı
@Tamirciciragi1
Bir yanlışlığım bu dünyada, en az senin kadar
Büyük kent insanının sık kullandığı uyuşturuculardan biri de hız. Aynı şey, telaşsız da aynı sürede yapılabilir, üstelik yapılacak şeye ayrılan zaman ve enerjinin bir bölümü seferberlik sırasında tüketilmeden. Ama hız, insanın içindeki boşlukla yüzleşmemesi için çağdaş normların da pekiştirdiği ve uyuşturucu niteliği kazandığında yavaşlatılması zor bir araç. "Yaşamın amacı ölümdür" ilkesi doğrultusunda, her anı, aslında ne olduğu da pek tanımlanmamış bir sona bir an önce ulaşmak istercesine yaşamak.
Sayfa 69 - Metis Yayınları
Reklam
Tibetli bir rahibe, öğrencisi, "Ölümün karşıtı hayattır, değil mi?" diye sorduğunda, "Hayır," diye karşılık vermiş rahip, "Ölümün karşıtı doğumdur."
Sayfa 64 - Metis Yayınları
Büyük kentin kargaşasında, dayanışmadan ve yaşam desteğinden yoksun kalan insanlar isimsizliğin hiçliğine gömüldüklerinde, dünyanın kendilerini fark edeceği umuduyla kameralar karşısında intihar girişimi gibi eylemlerde bile bulunabiliyorlar, bir süre için de olsa kendilerini var hissederek. Ancak bu dramatik eylemler, kendini var hissedebilmek için gerçekleştirilen sıra dışı davranışlarla sınırlanmıyor, intihar saldırılarında olduğu gibi onları yok saymış olan kitleleri yok ederek kendini var etme girişimine de dönüşebiliyor. Yok oluşla sonuçlanacak bu eyleme giriştiği dakikalarda kendilerini varoluşlarının doruğunda hissederek.
Sayfa 62 - Metis Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Doğa insanının varoluş biçiminden uzaklaşıldıkça, insan sahip oldukça varolabileceğine inanmaya başladı. Diğer insanları ihtiyaçlarını karşılayacak nesneler olarak algıladıkça, "ilişki adına ilişki" yaşayabileceği kimsesi kalmadığından giderek yalnızlaştı; kalabalık içindeyken, dostum dediği kişilerle, hatta aile içi beraberliklerinde. Maskelenmiş yalnızlık, hayatı da sahip olunan "şey" haline getirdi, hayata yakılan ağıtlar sıradanlaştı, Tanrı kendisinden bir şeyler beklenen, hatta talep edilen bir konuma indirgendi.
Sayfa 108 - Metis Yayınları
İnsanlar, dostları, eşleri, sevgilileri, akrabaları olduğu için yalnız olmadıklarına inanıyorlar, ama yine de kendileriyle baş başa kaldıkları anlarda çok daha derinlerde yaşanan soyutlanmışlıklarıyla zaman zaman yüzleşmek durumundalar. Ancak çoğumuz, bu katlanılması zor duyguyu yaşamamak için alışagelinmiş ilişki ayinlerine kendimizi tekrar bırakıveriyoruz ya da cep telefonlarına sarılıyoruz.
Sayfa 23 - Metis Yayınları
Reklam
Tamirci Çırağı
@Tamirciciragi1·2024 okuma hedefini güncelledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
6/40 kitap - %15 tamamlandı
6 kitap okudu
40 kitap
1.532 sayfa
0 inceleme
12 alıntı
7 günde 1 kitap okumalı.
Bazen ölüm adını verdiğimiz şeyin ne olduğunu sorarım kendime. Ölümün eremeyeceğim sırrından değil, yaşamın sona ermesinin getirdiği fiziksel duygudan söz ediyorum. İnsanoğlu ölümden korkar, ama kof bir korku bu; normal bir insan bu korkuya başarıyla göğüs gerer ve yaşlısıyla, hastasıyla normal insanların hiçliğin uçurumunu izlerken dehşete kapıldığı nadir görülür, ki zaten hiçliğin ne olduğunu uçuruma bakarken anlar. Bütün bunlar hayal gücü eksikliğinden kaynaklanıyor. Ölümün uyku hali olduğunu sanmak da düşünen bir varlığa hiç yakışmıyor. Uykuya hiç benzemediğine göre neden öyle olsun? Uykuyu uyku yapan, sonunda insanın uyanmasıdır, oysa, bilindiği üzere, şimdiye kadar ölümden uyanana rastlanmadı. Ölüm uykuya benziyorsa, ölümden uyanacağımızı varsaymamız gerekirdi. Her şey bir yana, normal insanın düşündüğü bu değildir: O, ölümü, uyanılmayan bir uyku olarak tahayyül eder, bununsa hiçbir anlamı yok. Söylediğim gibi, ölüm uykuya benzemez, çünkü insan uykuda canlıdır ve uyur haldedir; insanın nasıl olup da uykuyu şuna ya da buna benzetebildiğini çok merak ediyorum, çünkü ne ölüm tecrübe edilebilir, ne de ona benzeyen herhangi bir şey.
Sayfa 50 - Can Yayınları
Devlete iş yaparak küpünü doldurmuş bir şirkette çalışan bir arkadaşım, kazandığım parayı beğenmeyerek geçen gün şöyle dedi bana: “Sömürülüyorsunuz, dostum.” Bunun üzerine düşündüm de, sahiden de öyle; ne var ki, madem hayatta sömürülmekten kaçmanın yolu yok, kendini beğenmişlerin, şöhret budalalarının, üzüntünün ya da imkânsızlığın peşinden koşanların yerine, kumaş tüccarı Vasques’e kendimi sömürtsem daha iyi değil mi, diye de sormadan edemiyorum kendime.
Sayfa 22 - Can Yayınları
Tamirci Çırağı
@Tamirciciragi1·Bir kitabı okumaya başladı
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa
8.6/10 · 10,5bin okunma
Kadın bir erkeğe varmaz, kadın bir erkeğe verilmez ve bir erkek bir kızı almaz, (almak, vermek) bu tabirler kadını kıymetten düşüren, ona ahkâr (en hakir) mahiyeti veren şeylerdir ve her şeyden evvel bu zihniyeti kadınlarımız kafalarından çıkarmalıdır; bilmelidirler ki iki cins birbiriyle hayatlarını birleştirirken yuvaya getirdikleri aynı kıymette şeylerdir ve koca mal sahibi değil, ortak, hayat ortağı demektir.
YKY
1.321 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.