Kıyıda bir tek Catherine kalmıştı, gülümsemesi yüzünde donmuştu. Hayalinde bir deniz mağarasındaydı. Hayalinde ona gülümseyen kişi Jest'ti, gamzeleri ortaya çıkmıştı. Jest onu çağırdı, o da gitti. O anda biliyordu, Jest onu çağırırsa giderdi. Eğer istese onun olurdu. "Ah, hayır," diye mırıldandı, gülümsemesi titredi, bunun inkar edilemez, görmezden gelinemez, imkansız gerçekliğiyle birlikte eridi gitti. Ona aşık olmuştu.