Distopya edebiyatının ilk örneği olarak kabul edilen Demir Ökçe, Jack London'un kapitalist sistem ile ilgili öngörüsüdür diyebiliriz.
Kilise, kapitalist sınıfın işçi sınıfı üzerinde uyguladığı korkunç zulmü ve kaba güç politikalarını onaylıyor.
Basın, yayın politikası! gereği gerçekleri çarpıtıyor ya da yazmıyor.
Mahkemeler, demir ökçenin altında ezilenleri açlığa ve ölüme mahkum ediyor.
Çiftçiler, topraklarını terk etmek zorunda bırakılıyor.
Çocuk, kadın, yaşlı demeden tüm emekçiler sanayi makinesinin çarklarında eziliyor.
Toplumun tüm katmanları kapitalist sınıfın zorba yönetimine maruz kalıyor, uçurum insanlarına dönüşüyorlar.
Amerika'yı pençesine alan Oligarşi'nin yani Demir Ökçe'nin zulmüne dur demek için ise Devrimciler gizlice ve akıllıca örgütlenmeye çalışıyorlar.
London, yine konuyu çok akıcı, akılcı ve anlaşılır bir şekilde ele almış. Okumaya ve anlamaya değer bir kitap. Tavsiye ediyorum.