Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yurdagül

Yurdagül
@Thescore
48 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Davet
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim. Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim. Nazım Hikmet
Reklam
Hayata yenilirken zamanın bana "uyan da balığa gidelim " demesinden ibaretim. Ama bilinmiyor ki olta ve kova olmayınca tutulmuyor balık. O yüzden ömür denen süreçte hep aç kalanlardanim... Yb
Biraz yorgunum, kavgaları birikiyor insanın! Her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla! Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde! Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum! Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda! Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında! Hiç bilmiyorum! Hayat taviz vermediği hızı ve kavgasıyla akıp gidiyor! Baharın rahiyasından akıp coşan çiçeklerle hatırlıyorum lise yıllarımızı! Kimimize kış, kimimize bahar olup canıyla değen babalarımızı! Bu memlekette insanlar belki de en çok baba sancısıyla inliyor, en çok baba deyince aklımıza gelir çocukluğumuz! Mazinin araladığı perdeden sızıyor eski günler! Onlarla kavgalı onlarla sevdalı olduğumuz! En çok baba yokluğunun hüsranıyla kızıyormuş zaman ayrılığın yarasını! İnsan baba olunca anlıyormuş babasını! Erdem Beyazıt

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
SEVMEK NE UZUN KELİME Dokunulmasa da, görülmese de; Kalpte yer verilir bazısına, Nedensiz... Sen; aklım ve kalbim arasında kalan, En güzel çaresizliğimsin. Gerçi aklıma bile gelmiyorsun artık. O kadar kalbimdesin ki... Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, Kırk yılın hatırına "SEN" kalayım. "Sevmek" ne uzun kelime... Şimdi açsam pencereyi beklesem. Sen gelsen, olmaz ya hani geliversen. Hiçbir şey sormasan, Hiçbir şey söylemesen, Sussan, Sussam, Sussak... Susuşların anlattıklarını dinlesek. CEMAL SÜREYA
O zaman şiire dönmemek elde mi? Onun da tıpkı hayat gibi hiçbir şey kanıtlamama mazereti var. E.M. Cioran / Çürümenin Kitabı
Reklam
Yıkık Bugün yıkığım biliyor musun? Ezginim, çaresizim, umutsuzum Sancılıyım bırakma beni, insanlar kötü Bırakma beni korkuyorum. Bir deli otlar büyüyor içimde Sancılıyım, yorgunum, kederliyim Bu halini sevdim gitme kal Çamurlar çirkefler içindeyim Bir dayak yemiş adamım şimdi Bezginim, kararsızım, yılgınım Al götür beni o kayıp gecelere Yeter ikimize yalnızlığım Yaşar Ümit Oğuzcan youtu.be/lDMs0Oz8Alk
Sözde senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla Bazen sessiz sedasın ipekten kanatlarla Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarda Adını yazıyorum bulduğum fırsatlarla Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla
Hayat bazen güldürür, Bazen yorar, Yüreklendirir, Hiçmişsin gibi hissettirir, Ümitlendirir, Kararsızlığa boğar ... Ama yapmadığı tek şey vardır: asla seni seninle bırakmaz.
-20 yaş, 35 yaş, 40 yaş ve bügünkü ben-
Şunları bir araya toplayayım. Bir güzel muhabbet edelim diye düşündüm. Mutfak işinden de anlarım. Donattım sofrayı. Bayağı uğraştım. Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim. Bayağı da para gitti.
“Yeni dünyaları görebilmek için sadece bir muma ihtiyaç vardır…” Edebiyat ve Patates Turtası Derneği🔖
92 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.