Çoğu anne, bebeklerini besleyemez hatta onlara bakamaz hale getiren bir açlık, yoksunluk ve yorgunluk halinden mustarip. Yiyecek olmayınca memeleri kuruyor, temel yaşam ihtiyaçları olmayınca şefkatleri soluyor. Her şeyden yoksun olunca verme kapasitelerini kaybediyorlar. Yıllarca tarlada ve evde çalışarak tamamen solup giden bu kadınların gençliği yalnızca birkaç yıl içinde tükenerek geriye çökmüş bir beden ve kurumakta olan bir ruh bırakıyor -payına düşen, daha genç ve daha çekici bir kadın için kenara atılmak olan, işe yaramaz, unutulmuş bir insan.
Yaratıcı hayatın ana damarı, özü, beyin kökü oyundur terbiye değil. Oynama itkisi bir içgüdüdür. Oyun yoksa, yaratıcı hayat da yoktur. Uslu olunursa, yaratıcı hayat olmaz. Sessizce oturulursa yaratıcı hayat olmaz. Sadece ağırbaşlı bir şekilde konuşulur, düşünülür, davranılırsa çok az yaratıcı özsuyu ortaya çıkar. Kadınların garip olanı aşağılamasını; yeni ve olağandışı olandan kuşku duymasını; ateşli, coşkulu, yenilikçi olandan kaçınmasını, kişisel olanı kişisellikten arındırılmasını yüreklendiren herhangi bir grup, kurum ya da örgüt, bir ölü kadınlar kültür istemektedir.