Fransız kültüründe yetişmiş bir kadının, içinde bulunduğu topluluğun dini öğretilerinde içine sinmeyen bir şeylerin farkına varması sonucu kendini arama yolculuğunun onu getirdiği noktayı anlatan bir eser. Röportaj tekniği ile son derece sade ve akıcı bir anlatım yakalanmış. Yolculuğu esnasında Mevlana ile tanışması ve Mevlana'nın üzerinden asırlar geçmesine rağmen öğretilerinin hala günümüzde de geçerliliğini bize bir kez daha görmemizi sağlıyor. Yerinde sorular (bazı sorularda kendinizi bulacaksınız) cevaplar tam tadımlık tarzda, susuzluktan ölmüşken bir yudum su içmek gibi, devamı olsa keyifle okurdum diye düşündüm. Fransız kültürüne ait karşılaştırmalar biraz yabancı gelse de, mutlaka kişinin kendisini arama yolculuğuna eşlik edebilecek bir eser, tabi yazarın dediği gibi kişinin buna her anlamda hazır olması gerekiyor.
İslam'ın GüleryüzüEva de Vitray-Meyerovitch · Şule Yayınları · 2014144 okunma
Bir Egeli olarak metinlerde şivenin değiştirilmeden yer alması, buram buram Anadolu kokması, kendinizi kitap içinde bir karaktermişsiniz gibi sizi içine çekmesi ve gerçek bir bir hayat öyküsü olması kitabı farklı bir gözle okumanızı sağlıyor.
Türkiye siyasi tarihini insanlar üzerindeki etkileri de göz ardı edilemeyecek kadar derin yaralar bırakması, tarihe de bir ışık yakmasını, sadece olay değil duygu ağırlıklı ele alınması çok kıymetli. Sayılarla bildiğimiz tarihlerin, insanlara etkileri, yaşanılan yoklu dönemleri insanın içine işliyor.
Ayrıca kitaptaki en çok dikkatimi çeken ve takdir ettiğim nokta; güçlü kadınlar. Anadolu'da hep ezilen, hor görülen, en azından hep öyle bildiğimiz kadınların kitaptaki haykırışları, başkaldırıları, istediklerini elde etmekteki çırpınışları benim için, oldukça önemli ve değerli bir nokta. Emeğinize, kaleminize, düşünce dünyanıza sağlık...