Bir çınar iskeleti, korkmuyor kimse. Her gördüğümde kan, her gördüğümde ter. Dirilerin denizinde yüzen hayalet. Hayal et; iki eli yakamızda, kıyamet kopmuş olmasın! Sarsıyor her sonbaharda.
Yapraklarımızı koparıyor tek tek. İki yeşil çınar almış iki yanına. İki koltuk değneğiyle yürüyor. Bostancı meydanındaki o çıplak çınar. Üşütüyor üşürken.
Allah’ım bana renkleri ver, tonları ve gölgeleri. Gölgelere gizlenmiş anlamı ver. Bir renk, içinde bu kadar sır barındırırken, bir gözün tek renkten ibaret olduğunu söylemek mümkün mü Allah’ım?
Öykü yazma sanatı, yaşamdan anlayabildiğimiz hiçten, geri kalan bütün şeyleri çıkarmayı bilme sanatıdır; ama sayfa sona erdi mi yaşam yeniden başlar ve bir bakarız ki, bildiğimiz şey gerçekten koskoca bir hiçmiş.