E.tub

E.tub
@tubsa
Yeni bahçeler çiz, gözlerinin kuşlarına.
Ziraat mühendisi
187 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Denir ki, ölüm anında her şey açıklığa kavuşur.
Reklam
Aydınlanmaya giden yol affetmekten geçiyordu.
Hiroşima, 6 Ağustos 1945, saat 08:15. Akıl almaz, yok edici bir darbe. Savaşı zaten kazanmış bir ülkenin anlamsız güç gösterisi. Tankado bütün bunları kabullenmişti. Ama aslâ kabul edemediği bir şey vardı: atom bombası ondan annesini tanıma şansını çalmıştı. Annesi uzun yıllar önce maruz kaldığı radyasyon zehirlenmesine bağlı komplikasyonlar yüzünden, onu dünyaya getirirken ölmüştü.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
E.tub
Bir kitabı okumaya başladı
Dijital Kale
Dijital KaleDan Brown
8.4/10 · 19,7bin okunma
Birinci Dünya Savaşı dört yıl, İkinci Dünya Savaşı altı yıl sürdü. Bizim yirmi beş yıllık savaşımız ne kadar sürecek belli değil.
Reklam
Sözcükler her zaman her koşulda değişebilir ve bir gün işe yaramaz olur.
Savaşa girmeyen ülkeler de neredeyse giren ülkeler kadar savaştan etkilenmiş durumda. Bu üç dünya savaşı, dünyayı perişan eyledi. Tarih boyunca her savaş bir yıkım olmuştur. Yenenler de yenilenler de, savaşların dışında kalanlar da aynı yıkımdan kurtulamamışlardır.
Bizim yirmi beş yıldır süren düşük yoğunluklu çatışmalar denilen “light” savaşımıza gelince, birkaç kez tek taraflı ateşkes olmasına karşın, bu savaşımız bir türlü bitmiyor. Nasıl, niçin bitmiyor? Bunda kimsenin bilmediği bir keramet olsa gerek. Birinci Dünya Savaşı dört yıl, İkinci Dünya Savaşı altı yıl sürdü. Bizim yirmi beş yıllık savaşımız ne kadar sürecek belli değil.
Bütün kötülükleri yalnız savaşların sırtına mı yüklüyorsun diyeceksiniz. Elbette insanları mutsuz edenlerin hepsini savaşın sırtına yükleyecek değilim. Ama çoğu savaşların işi… Savaşlar insanların ölüm fermanıdır. Savaşlar, üstünde yaşadığımız toprakların, doğamızın ölüm fermanıdır.
20. yüzyıl, insan soyuna yakışmayan olayların yaşandığı bir yüzyıldır. Kanlı iki dünya savaşı bu yüzyılda çıktı, büyük soykırımlar bu yüzyılda yapıldı. Korkunç bir yüzyılı arkamızda bıraktık. Birinci Dünya Savaşından geriye kalan insanlar, savaştan önceki insanlar değildi. Korkulara teslim olmuş, kendine güveni kalmamış, yaratıcılığı, kişiliği zedelenmiş, umutsuz… İkinci Dünya Savaşından kalanlar daha beter durumda. Hele Üçüncü Dünya Savaşı, yani Soğuk Savaş, insanlarımızın canına okuyan bu… İnsanlık, bu savaşların yıkımından bütünüyle kurtuldu diyemeyiz. Bir de dünyayı bir ateş yumağı edecek atom savaşını beklemek… Savaşın ne zaman çıkacağını beklemek, ölümü beklemek gibidir.
Reklam
E.tub
Bir kitabı okumaya başladı
Binbir Çiçekli Bahçe
Binbir Çiçekli BahçeYaşar Kemal
8.9/10 · 810 okunma
Yüksek enerjilerde (rulet tekerleği hızla döndürüldüğünde) bilye esas olarak tek bir biçimde davranır-tekerleğin etrafında döner durur. Ama tekerlek yavaşladıkça bilyenin enerjisi azalır ve sonunda tekerlekteki otuz yedi tane bölümden biri­ne düşer. Başka bir deyişle, düşük enerjilerde bil yenin bulunabileceği otuz yedi değişik durum vardır. Eğer, herhangi bir nedenle, bilyeyi sadece düşük enerjilerde gözlemleyebiliyorsak değişik bilye olduğu sonucunu çıkarabiliriz! 
Kuvvetlerin ikincisi, elektron ve kuvark gibi elektrik yüklü parçacıklarla etkileşen ama graviton gibi yüksüz parçacıklarla etkileşmeyen elektromanyetik kuvvetidir. Bu kuvvet çekim kuvvetinden çok daha büyüktür: örneğin, iki elektron arasındaki elektromanyetik kuvvet, aralarındaki çekim kuvvetinden yaklaşık bir milyon kere milyon (1'den sonra 42 sıfır) büyüktür. Ayrıca, elektrik yükü, artı ve eksi olmak üzere iki türlüdür. İki artı yük arasındaki ve iki eksi yük arasındaki kuvvet iticidir, ama değişik tür yükler arasında bu kuvvet çekici olur. Dünya ya da güneş gibi büyük bir cisim yaklaşık eşit sayıda artı ve eksi yük içerir. Böylece, tek tek parçacıklar arasındaki çekici ve itici kuvvetler birbirlerini hemen hemen götürürler ve geriye çok küçük bir elektromanyetik kuvvet kalır.
Paul Dirac daha sonra Cambridge Üniversitesi Matematik bölümünde Lukasgil Profesörlüğe yükseldi (bir zamanlar Newton'ın, şimdi de benim sahip olduğum unvan). Dirac'ın kuramı, tanecik mekaniği ve genel görelik kuramının her ikisiyle de uyumlu olan kendi türünden ilk kuramdı.
Pauli'nin dışlama ilkesine göre iki benzer parçacık aynı duruma sahip olamazlar, yani belirsizlik ilkesinin tanımladığı sınırlar içinde hem aynı konumda, hem de aynı hızda bulunamazlar. Dışlama ilkesi, madde parçacıklarının 0, 1 ve 2-dönmeli kuvvet parçacıkları etkisi altında kalarak neden çok yoğun bir konuma çökmediklerini açıkladığı için çok önemlidir: şöyle ki, eğer madde parçacıkları birbirine çok yakın konumdalarsa, aynı hıza sahip olamayacakları için aynı durumda uzun süre kalamayacaklardır. Eğer dünya, dışlama ilkesi olmadan yaratılsaydı kuvarklar, birbirinden ayrı ve kesin tanımlı proton ve nötronları oluşturamazdı. Proton ve nötronlar da elektronlarla birlikte atomları oluşturamazdı. Hepsi, oldukça düzgün, yoğun bir "çorba" oluşturmak üzere bir araya çökerdi. 
1.088 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.