Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tugay yazıcı

Tugay yazıcı
@Tugayyy
Şiire inanıyorum
Şair
21 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ece Apaydın’ın “Ben Salome”si üzerine…
Ece Apaydın postmodern bir şair. Sözcüğü gerçeği anlatmak için kullanmıyor, bir gerçek yaratmak için kullanıyor. Dilin olanaklarını sınırsızlaştırıp bu sınırsızlıkta şiirini büyütmüştür. Bir şiirin inine hemen ulaşmak şiiri cazibeli kılmıyor. Şiir kendisini hemen okura teslim etmemesi gerekir. Şair okura zorluk çıkarmalı, kuru ve açık bir
Ben Salome
Ben SalomeEce Apaydın · Artshop Yayıncılık · 20171 okunma
Reklam
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ben Salome
Ben SalomeEce Apaydın
10/10 · 1 okunma
" Şiir nesnel gerçekliği zorlayan ve onunla boy ölçüsen bir sanat dalıdır. Bu durum şairin başka bir gerçekliğin peşinde olduğunu gösterir. Şairin evreni dildir."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
" Şiirin birimi yoktur. Çünkü şiirin kendisi bir birimdir. İnsanın ve dünyanın, yani sonsuzun birimidir şiir."
"İmgeler asılı karbon olan elmaslara benzerler. Söz olmakla birlikte sözü aşan, insanı doğrudan doğruya etkileyen, çarpıcı anlatımlardır."
Reklam
"Yalın gerçeklik karşısında ahlaki ilkeler öyle boş kalıyor ki, sonuçta insan, herhangi bir ölçüt olmaksızın yaşamak daha iyi olmaz mı, diye düşünüyor. Hiçbir ölçütü, biçimi, ilkesi olmayan bir dünya isterdim --bir belirsizlik dünyası."
Sayfa 77 - JaguarkitapKitabı okudu
152 syf.
·
Puan vermedi
Umutsuzluğun Doruklarında
Umutsuzluğun DoruklarındaEmil Michel Cioran
8.6/10 · 1.428 okunma
bir tırtılın soluğundan soluyor zaman
Ladeslemeler
Ladeslemeler
" Yürürken biri olmama özgürlüğünü yakalarız, çünkü yürüyen bedenin tarihi yoktur."
" Yürümek kendimizi topraktan yukarılara taşımak, yerçekimini yenmek veya hız ve yüksekliğin aldatmacasıyla faniliğimizi unutmak değildir; yerin kütlesiyle, bedenin kırılganlığıyla ve bu yavaş yavaş gömülmeyle uzlaşarak faniliğe alışmaktır. Yürümek ayakta, öne eğilmiş bir bedenden ibaret olmayı kabullenmektir. Ancak şaşırtıcı olan şudur ki bu yavaş teslimiyet, bu müthiş dermansızlık bize var olmanın, o eğilmiş bedenden fazlası olmamanın ermiş sevincini yaşatır. Kurşundan bedenlerimiz, orada yeniden kök salacakmış gibi, her adımda düşer toprağa. Yürümek dimdik ölmeye yapılan bir çağrıdır."
Reklam
"Yürüyerek kimlik fikrinin kendisinden, biri olma bir isim ve hikâyeye sahip olmaisteğinden kaçarsınız... Oysa biri olmak, boynumuza ağır ve aptalca bir kurgu zincirleyen( bizi benlik tasvirimize sadık kalmaya zorlayan) toplumsal bir zorunluluk değil midir ? Yürürken biri olmama özgürlüğünü yakalarız, çünkü yürüyen bedenin tarihi yoktur, o sadece hareket halindeki kadim yaşamdır. İşte biz, iki ayağı üstünde hareket eden, büyük ağaçlar arasındaki katıksız güç ve haykırıştan ibaret bir hayvanız."
191 syf.
·
Puan vermedi
Yürümek gibi basit bir eylem ancak bu kadar derin ele alınabilir. Gros kitapta Nietzsche, Rimbaud, Rousseau, Thoreau, Kant, Gandi gibi isimlerin yürümekle olan bağına değiniyor. Yürümeye başlamanın vazgeçişin, vazgeçişin de özgürlüğün kapılarını açacağını sade bir dille anlatıyor. Yürürken kimliklerden arındığımızı, toprağa yaklaştığımızı, insanın kendine dönüşünün çoğu şeyden ayrılmakla başlayacağını belirtir. Özellikle varmak için yapılan yürüyüşler değil, aylak, amaçsız yürüyüşleri önemli bulur. Ufuk açıcı bir kitap.
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin FelsefesiFrédéric Gros · Kolektif Kitap · 20206,9bin okunma
"Dünyanın bir dakikası; Proust'un diyebileceği gibi, " kozmolojik" basınçtan, yağmurun, sisin ve çamurun basıncından doğan ve konuşmalara, ezgilere, gürültüye veya boşlukta yiten bakışlara dönüşen etkilerin aralarında dolaştığı bedenlerin birlikte varoluş ânı. Béla Tarr filmi, "kozmik" basıncın yoğunlaştığı bu zaman kristallerinin bir araya gelmesidir."
" Lanet  ile birlikte yağmur Béla Tarr evrenine yerleşir. Sanki filmin kumaşının dokunduğu malzemedir, karakterlerin belirdiği ortamdır, onların başına gelen her şeyin maddi nedenidir."
"Béla Tarr, şeylerin bireylerin üzerine asılma biçimini filme alır. Bu şeyler, pencerenin önündeki yorulmak bilmez teleferikler, binaların sıvası dökülmüş duvarları, bar tezgâhındaki bardak yığınları, bilardo toplarının gürültüsü veya Titanik Bar'ın italik harflerinin baştan çıkarıcı neon ışıkları olabilir."
239 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.