Sefine

Bugün hiç öleceğinizi düşündünüz mü? Düşünmedik değil mi? Hayat sergüzeşti şiddetli gittiğinde hiçbirimiz düşünemiyoruz. Ama gülmeyi unutmadık, yemek yemeyi unutmadık. Baktığımız zaman türkü bile söyleyeceğimizde "Sarı gelinin nenesi ölsün ben niye ölecekmişim ki" diyoruz. Ama öbür işlerde nasılız? Enfes!
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
DOKUZUNCU NÜKTE Ramazan-ı Şerifin orucu, doğrudan doğruya nefsin mevhum(gerçekte olmadığı halde varsayılan) rububiyet(Rablık)'ini kırmak ve aczini göstermekle ubûdiyet(kulluk)'ini bildirmek cihetindeki hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Nefis Rabbisini tanımak istemiyor; Firavunâne kendi rububiyet(Rablık) istiyor. Ne kadar azaplar çektirilse, o damar onda kalır. Fakat açlıkla o damarı kırılır. İşte, Ramazan-ı Şerifteki oruç, doğrudan doğruya nefsin Firavunluk cephesine darbe vurur, kırar. Acz(aciz)'ini, zaafını, fakr(fakirlik)'ını gösterir, abd(kul) olduğunu bildirir. Hadisin rivayetlerinde vardır ki: Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, Sen sensin." Azap vermiş, Cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: "Ene ene, ente ente."(Ben benim, Sen sensin). Hangi nevi(çeşit) azâbı vermiş, enâniyet(benlik)'ten vazgeçmemiş. Sonra açlıkla azap vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş: "Men ene? Ve mâ ente?"(Ben neyim, sen nesin?) Nefis demiş: ‎اَنْتَ رَبِّى الرَّحِيمُ * وَاَنَا عَبْدُكَ الْعَاجْزُ Yani, "Sen benim Rabb-i Rahîmimsin. Ben senin âciz bir abdinim.
...Allah'ın yolunda gideceğine bile yemin ettiğin anda, o yemin senden bedel ister.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Neyi çok bekler ve umarsan o senden uzaklaşır. Hem ne demiştik: "İstediğini almak değil, verilene razı olmaktır imtihan."
13 yaşındaki kardeşim yazmış, "Ey aşk! Beni de gör artık!" Yahu kızım seni sensörlü lamba görmüyor aşk nasıl görsün? Dikkat başka yerde, anlıyor musunuz? Aşkta.
Reklam
Reklam
1.350 öğeden 1.321 ile 1.335 arasındakiler gösteriliyor.