Samet Ö.

Samet Ö.
@Viceverse
Bu profil; cehaletin değil enformasyonun mutluluk olduğunu savunan, iç dünyasında yaşayan birinin, mezar taşıyla övünmesidir.
"Ben, bir başkasıdır"
İnsan denen canlı, "kaygıdan sakınma niyetiyle kendisinin kabul edilebilir bir imgesini yaratmak için gizleme (okültasyon) süreçleri uygulayarak kendisinin temel özelliklerini görmezden gelmek ya da farklı algılamak zorundadır." Bir şeyleri katlanılır kılan bu diyalektik, tanıma ile yanlış tanıma arasındaki gidip gelmedir. Temel özelliklerimizi dosdoğru tanıyacak olsaydık kaygıyla başa çıkmamız mümkün olmazdı. Arzularımızı gerçekte oldukları şekliyle görebilseydik âciz duruma düşerdik. Esasında kendini tanıma araçlarından yoksun varlıklarız.
Sayfa 38
Reklam
Yüksek" okullarımızın tümü de, en muğlak ortalamalığa göre düzenlenmişlerdir, öğretmenleriyle, öğretim planlarıyla, öğretim hedefleriyle. Ve her yerde yakışıksız bir telaş, sanki genç adam 23 yaşında "tamam" olmamışsa,  "asıl soru"ya: hangi meslek? sorusuna henüz bir  yanıt veremiyorsa, bir şeyler kaçırılmış gibi. — Daha yüksek türde bir insan, izninizle söyleyelim ki,  "meslekleri" sevmez, tam da kendini  görevlendirilmiş bildiği için... Zamanı vardır,  kendine zaman tanır, aklından bile geçirmez"tamam" olmayı, — kişi, yüksek kültür  açısından, otuz yaşında, henüz yeni başlayan  biridir, bir çocuktur. — Bizim ağzına kadar dolu liselerimiz, aşırı yüklenmiş, serseme çevrilmiş lise öğretmenleriniz bir skandaldır...
İş bankası kültür yay.
Küçük mutluluklar, ağır hastalıklarda tüm antibiyotiklerden daha etkileyici bir ilâçtır
Sayfa 11

Reader Follow Recommendations

See All
Hayatımı düşündükçe -yaşım buna müsaittir- daima kendimde seyirci hâletiruhiyesinin hâkim olduğunu gördüm. Başkalarının hâlini, tavırlarını görmek, onlar üzerinde düşünmek, bana kendi vaziyetimi daima unutturdu.
Sayfa 67
Hitler'den okuma dersleri. Uzun ama buna değer.
Bazı kimseler vardır ki, bunlar hiç ara vermeden kitap okurlar. Okuduklarından bir netice çıkarmaksızın devamlı okuyup dururlar. Bu kimselerde bir yığın bilgi yardır. Fakat beyinleri bu bilgileri bir esasa göre tasnif edip değerlendiremez. Bir kitabın bütün içeriğini adeta ezberlerler. Kabiliyetleri, okudukları kitabın içinden ayrıntıyı atıp, esası zihinlerinde tutmaya ve bu bilgi özünü ilerde kullanmaya yetmez. Kitap herkesin kendi mesleğinin veya idealinin tespit ettiği muayyen bir sınırı doldurmak için değerli bir vasıtadır. Kitaplar hayat mücadelesine atılmış olanlara veya büyük ideal sahiplerinin geniş ufuklarına, yani ufuklar katmakta yardımcı olurlar. Demek ki okumak bir gaye değildir. Okumanın ve bilgi edindikten sonra mütalaada bulunmanın hedefi, dünya hakkında genel bir fikre ve görüşe sahip olmaktır. Sistemli biçimde okuyarak elde edilecek bilgiler, bir mozaik parçası gibi yerine yerleştirilmelidir. Böylece kitap okuyanın zihninde dünya hakkında genel bir fikir meydana getirilmelidir. Yoksa okuyucunun kafasında büyük bir değerden yoksun bir bilgi salatası meydana gelmemelidir. Bu bilgi salatası sahibine bir gurur vesilesi olsa da, herhangi bir işe yaramaz. Kafalarının içinde bilgi salatası taşıyan kimseler, kendilerinin çok şeyler bildiklerine hükmederler. Fakat bu gibi kimselerin hayatları ya bir hastanede ya da politika çukurunda son bulur.
Reklam
Reklam
1,215 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.