VincenT

Krallıklarda yaşayan insanlar, bildikleri devletin dışında başka bir devletin de varolabileceğini akıllarına bile getirmiyorlar, liderleriyle eşit koşullarda yaşayabileceklerini düşünmüyorlar, bu yüzden de haklarını hiç mi hiç sorgulamıyorlardı. Karşılaştıkları amansız zorluklara boyun eğerken öfke ya da hoşnutsuzluk duymuyorlardı; ne de olsa bu zorluklar Tanrı tarafından gönderilen önlenemez belalardı!!
Reklam
Salisbury'ye göre devletin her bir organını insan vücudundaki organlara benzetmek mümkündür: hükümdar başı, meclis kalbi, mahkemeler gövdeyi, memurlar ve yargıçlar gözleri, kulakları ve dili, devlet hazinesi mide ve bağırsakları, ordu elleri, köylüler ve işçilerse ayakları temsil etmektedir. Salisbury'nin çizdiği resme göre toplumdaki her birey değiştirilemez bir role sahiptir.
Orta çağ' daki egemen ideolojiye göre neden bazı insanların tarla sürdüğü ve diğerlerinin bu sırada ziyafet salonlarında süzülerek gezindiğini sorgulamak, Tanrı'nın gücüne meydan okumak anlamına gelir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Antik dünyada kölelere ve çalışan sınıfa akıl yürütmeden yoksun yaratıklar gözüyle bakılmış, yük hayvanlarının tarla sürmeye koşulması gibi, onlar da zorlu yaşamlar sürmeye mahkum edilmişlerdir. Kölelerin bazı haklara ve beklentilere sahip olabilecekleri düşüncesi elitler için son derece absürddü. Bir çekicin ya da tırpanın zihinsel durumunu ya da mutluluk düzeyini sorgulamak kadar saçma olurdu bu.
Aristo, Politika' sında "Şu kesindir ki bazı insanlar doğaları gereği özgür, diğerleriyse köledir. Köleler için kölelik doğru ve uygun olandır" demiş.
Reklam
Reklam
417 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.