Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ayşegül Nadir

Ayşegül Nadir
@Volkannadir
5 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Bıçak gibi kesildi
Sağ olan da, var olan da bilsin ki, sabır ümitle beslenir. Hem vallahi, hem billahi, Asır için ümit, oğlu doğuncaya kadar var olmadı. Tam on yıl boyunca babasından nefret ederek yaşamak zorunda kaldı. Onunla aynı evde bulunduğu her andan, onunla aynı sofrayı paylaştığı her andan, hatta onunla aynı havayı soluduğu her andan nefret etti. Bu nefret onu olgunlaştırdı. Kaskatı biri oldu. Bu katılık, babasının ölümünü seyrettiği an, geçti. Bıçak gibi kesildi. Cellatbaşı olmak istediğinde daha yirmi altı yaşındaydı. Öyle kolay değildi, makam sahibi olmayan bir babanın oğlunun cellatbaşı olması. Önce bunun diyetini ödetirlerdi insana. Eğer cellatbaşı olmak istiyorsa, er meydanında, babasının Onur Savaşı’nı yönetmesi gerekiyordu. Hiç tereddüt etmeden kabul etti.
Sayfa 126 - Cadı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ayşegül Nadir tekrar paylaştı.
Bir Solukta
Elbette, koskoca Devlet-i Aliyye’nin sınırları dünyaları aşmıştı, elbette bu nabız gibi atan imparatorluğun her köşesinde karanlık bir şeyler yaşanırdı ve muhakkak, akşam ezanından sonra, bellerindeki silahlarla at süren iki celladın nereye gittiğini merak eden birkaç kişi olmuştur ama tek bir Osmanlının bile bu durumu garipsediği söylenemezdi. Onlar cellattı ve ölümün saati yoktu.
Cadı YayınlarıKitabı okudu
Ayşegül Nadir tekrar paylaştı.
Terddüt Etme Ağam!
“Suyu kirletmeye hakkın yok,” dedi, karısı. “Suyu kirletmeye hakkın yok,” dedi, devşirme karısı. “Suyu kirletmeye hakkın yok,” dedi, Ermeni karısı. Sesler yankılanıyor, görüntüler birbirine geçiyordu. “Suyu kirletmeye hakkın yok,” dedi, kendi karısı Çatal, korkmaya başlamıştı. Başına açtığı işi düşündü. Bağırmak veya kendi karısına saldırmak geçmiyordu aklından. Tekrar suya dalıp, huzur içinde ölmek istiyordu. “Sahiplerinden izin almadan, suyu kirletemezsin.”
Cadı YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yusuf
Gecenin karanlığı, iki adamın tam ortasında dalgalandı. “Bir şeye ihtiyacın var mı, Yusuf?” Asır, söyleyecek bir şey bulamıyordu. Bu gece yaşadığı bunca duygusal sarsıntıyla uyumaya gitmek çok akıllıca gelmiyordu. Belki biraz şarap içebilirdi. “Var elbette. Bunu bir tek sen yapabilirsin. Bana bir tek sen yardımcı olabilirsin.” Yusuf’un yüzüne bir nur inmiş gibiydi. Aklına yeni geliyormuş gibi, sanki gerçek çözümü yeni buluyormuş gibi mutlu oldu. Asır, yardımcı olabileceğini öğrenince ve adamın yüzünde mutlu bir şeyler görünce, sevindi. “Ne istersen yaparım.” “Vaatlerine dikkat et ağa, isteyeceğim şeyi bilmeden karar verme.” “Eğer yapabileceğim bir şeyse yaparım, bahtı kara Yusuf.” “Bunu ancak sen yapabilirsin.” “De hele, ne yapmalıyım? Neye ihtiyacın var?” Yusuf, aklının çukurlarından birine dalıp, kendisinden bile gizlediği bir şeyi çıkartmak için çabalıyormuş gibi bekledi. Aradığını bulunca da cesareti için derin bir soluk aldı. “De hele, neye ihtiyacın var.” “Ölmeye ihtiyacım var.”
Sayfa 75 - Cadı YayınlarıKitabı okudu
393 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Hamurumuzdaki Öyküler
Osmanlı ile ilgili çok fazla bilgimiz yok. Var ama sadece padişahlar hakkında ve sarayın içindeki entrikalar hakkında bilgimiz var. Elin adamı kendi tarihinin en ince ayrıntısına kadar her detayı öyküleştiriyor ama biz sadece padişahlar ve karıları hakkında şeyler okuyoruz. Cellatlar Kahvesi tam da yukarıdaki serzenişime cevaben yazılmış gibi. Kitabı okurken şunu farkettim ki, bizim hamurumuzdan çıkan öyküler bizi büyülüyor. ben eli kanlı bir celladın hayatını bu kadar merak edeceğim,i zannetmezdim. bıravo. herkese tavsiye ederim.
Cellatlar Kahvesi
Cellatlar KahvesiErol Çelik · Cadı Yayınları · 201925 okunma
Reklam
399 syf.
9/10 puan verdi
Hayvan Mezarlığı
Hayvan MezarlığıStephen King
8.2/10 · 11,7bin okunma
380 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
43 günde okudu
Okuduğumda ilk önce çok kötü hatalar farkettim. kitapla ilgili böyle yorumlar var. ama öyküler çok iyi. bence yeniden iyi bir editörün elinden geçerek yayınlanırsa çok başarılı bi,r kitap olur.
Heyula
HeyulaErol Çelik · Avrupa Yakası Yayınları · 201044 okunma
Ayşegül Nadir tekrar paylaştı.
Aslında, küçük çocukları bekleyen en büyük kötülük, kendi düşlerinde boğulmalarıydı.
Sayfa 110Kitabı okudu