Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Efif

Efif
@WinnieThe_Pooh
Unut oğlum, acır dedin; Oysa unutulmaktı ecel.
— Tanrı aşkına, hiç değilse rahatça ölmeme izin ver,
Reklam
“Hep aynı şey... Günler, geceler hep aynı... Ah bir an önce bitse! Ne bir an önce bitse? Ölüm, karanlık. Yok, yok. Her ölümden daha iyidir!”
— Neyin var Jean? — Yok bir şey. De... vir... dim. "Niye açıklama yapıyorum ki, sanki anlayacak!"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Tam kıyısındayım artık uçurumun. Ölüm kapıda beklerken, ben bağırsaklarımın derdindeyim. Nasıl etsem de bağırsaklarımın çalışmasını düzeltsem diye düşünüyorum. Oysa ölüm gelip kapıma dayanmış. Peki, gelen gerçekten ölüm mü?"
Herkesin bu kahredici korkuyu sürekli yaşamaya mahkûm olması mümkün değildi.
Reklam
Bir ailenin bu kadar düşman olmaması gerekir ama...
"Aman ne fark eder ki? Ölüm! Evet, ölüm! Hiçbiri bilmiyor, bilmek de istemiyor, acımıyor bile. Vur patlasın çal oynasın! Umurlarında değil, oysa onlar da ölecek. Ne aptalca. Önce ben öleceğim, onlar daha sonra, ama onların da başına aynı şey gelecek. Oysa onlar gülüp eğleniyor. Aşağılık yaratıklar!"
Efif tekrar paylaştı.
Peygamber kavmi için şöyle dua ediyor: "Allah’ım kavmimi bağışla çünkü onlar doğruyu bilmiyorlar." Jankelevitch ise Naziler için şöyle diyor:"Tanrım onları bağışlama. Çünkü ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar." Affedilemez kusur işte budur, aslında ne yaptığını gayet iyi bilmek.
"Ben yok olduğumda ne olacak? Hiçbir şey! Yok olduğumda nerede olacağım? Sakın ölüm dedikleri? Olmaz öyle şey, istemiyorum!"
— Abartıyorsun, —Hiç de abartmıyorum! Adam ölmüş, senin haberin yok. Gözlerine bakmadın mı? Işık yok gözlerinde.
— Ne var, değişmiş miyim? — Var bir değişiklik ama...
Reklam
İvan İlyiç, kendi hayatını mahvettiği gibi başkalarının hayatlarını da zehirlediği düşüncesiyle yalnız kaldı. Üstelik bu zehir azalmak şöyle dursun gitgide tüm varlığını ele geçiriyordu.
Kendini aldatmanın âlemi yoktu: Yeni ve korkunç bir şeyler oluyordu vücuduna, hem de İvan İlyiç'in hayatında hiç görmediği ölçüde önemli şeyler. Bunu bir tek o fark ediyordu, çevresindekiler ya hiçbir şey anlamıyor ya da anlamak istemiyorlardı; dünyada değişen bir şey yoktu onlara göre, her şey eskiden nasılsa yine öyleydi. İvan İlyiç'e en çok dokunan da buydu.
Ama artık her başarısızlık onu umutsuzluğa düşürüyordu.
Durumu kötüydü ve onun durumunun kötü olması doktorun da, başka herhangi birinin de umurunda değildi, çünkü durumu kötü olan oydu İvan İlyiç'e çok dokundu bu, kendine dehşetli acıdı ve böylesine önemli bir konuda kayıtsızlık, vurdumduymazlık içinde olan doktora karşı yüreği öfkeyle doldu.
"Üç gün boyunca gece gündüz acılar içinde kıvranmak, sonra da ölüm... Bu her an benim de başıma gelebilir..."
1.019 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.