İnsan bütün hayatını, sonunda yalnız kalmak için yaşıyor sanırım.
Neredeyse hiç dışarı çıkmıyoruz. Bizi sokağa çıkaracak bir heyecanımız kalmadı. Dünya gittikçe büyüyen bir tedirginliğe dönüştü. Belki de yaşama korkusu. Aslına bakarsan korkudan öte bir durum. Vazgeçme. Kabullenme. Kimsenin görmediği bir kırılma. Sessiz bir üşüme. İnsan yaşlandıkça
yaralanmaya öyle açık hale geliyor ki bir gülüşü bile kaldıracak gücü kalmıyor. Balkonla odalar arasında bir sonsuz tahterevalli. Dışarıdan bakanlar nasıl görürler bilmiyorum ama bütün mevsimlerin dışına düşmüş anısız boyasız bir eski zaman resmine benzetirim kendimizi. Arada bir konusuruz tabii. Sessizlik kimsenin bir başına kaldıracağı yük değil. Daha çok geçmisten konuşuruz. Gelecek bizim için acıklı bir zaman artık. Bugünü dersen, yılgınlık gibi bir şey, neyini konuşacaksın. İçindesin işte!