Kitap beni çok etkiledi hem gülüp hem ağladım. Beni etkileyen bir çok söz vardı kitapta ama en beğendiğim söz "Herkes bu dünyaya belirli bir amaç için gönderildi. Kimse boş yere burda değil. Eğer hala buraya gelme amacını bilmiyorsan henüz o amacı gerçekleştirememişsindir." Bana yeni bir bakış açısı kazandırdı. Yeni bir sayfa açmamı sağladı. Kitaptada öyle Bahar ve Doğukan birlikte yepyeni bembeyaz bir sayfa açtı birlikte hem gülüp hem de ağladıkları sayfalar yazdılar bizde onlara eşlik ettik onlarla sevindik onlarla üzüldük hatta ağladık bile. Bahar'ın kanserle mücadelesi Doğukan'ın aile sorunları birleşince bizi mahfettiler. Doğukan'la Bahar'ın bi farkı vardı mücadele etme şekilleri. Aynı olan şey ise sonlarıydı. Doğukan ile Bahar'ın yazdığı kitapta kalemin ucu bir anda kırıldı ve her şey son buldu. Kitabın adıda burdan geliyosu Son Bahar.
Size en başta kitabı çok beğendiğimi ve tavsiye ettiğimi söylemek isterim. Stefan Zweig'in okuduğum 3. kitabı ve en beğendiğim kitabı. Adından da anlaşılacağı gibi teması korku, endişe, utanç üzerine.
Kitap Irene'nin yaptığı bir hatanın sonuçları anlatıyor. İlk önce Irene'yi tanıyalım. Irene; çok zengin, her şeye sahip ve başarılı bir avukatla evli.
Irene yaşamının sürekli aynı olmasından sıkılıp eğlencede tanıştığı bir piyanistle birlikte oluyor ve birgün piyanistin evinden çıktığında aşağıda bir kadın tarafından şantaja uğruyor.Kadın her fırsatta Irene'den para alıyor.Irene her şeyini kaybetmekten korkuyor ve kocası bunu fark etmeye başlıyor ,başta belirttiğim gibi kocası bir avukat, . Bir gün aralarında geçen bir konuşmada şu söz bulunuyor "Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir,ağır da olsa, hafif de hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir." Her şey bu sözden sonra değişiyor. Kitabın sonunda çok değişik bir son bekliyor sizi.Hatta belki bazılarınızı kızdıracak bazılarınızın içini rahatlatacak şeyler.
-Korku Aklın Katilidir.-