Zerrin Gamsızkan

Zerrin Gamsızkan
@Zerringamsizkan
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
Academician Physician, Assoc.Prof.Dr. Philosophy @kesinbilgidegildiryaymayalim #This Is Not Accurate Information, Let's Not Spread It #Being the Physician of Your Health Author of books kitapyurdu.com
Hekim
Sürekli Eğitim
292 reader point
Joined on October 2019
Ilk günler yemeği yer yemez dönüyor, gece yarısına kadar çalışıyordu. Güçtü ama yılmıyordu. Bir cümle üstünde saatlerce durmak vardı. Kafasına yürüyenlerden birini seçmenin sorumluluğu vardı. Kelimelerin yetersizliğini öğreniyordu. Uyuyamadan yattığı yatağında kafası durmadan yazdıklarıyla uğraşıyordu. Çoğu geceler, o gün üstünde en uzun durduğu cümle gelip onu bulurdu.
Reklam
Günümüz insanı ilkel veya antik çağ insanından daha fazla kötülük yapma kapasitesine sahip değildir. Sadece kötülüğe eğilimini harekete geçirmek için eskisiyle kıyaslanamayacak kadar güçlü araçlara sahiptir. Bilinci ne kadar genişlemiş ve farklılaşmışsa , ahlâkı yapısı o denli geri kalmıştır. Işte bugün önümüzdeki sorun budur. Akıl tek başına yeterli değildir.
Sayfa 92
Ruhun insan bilincinin alanına inmesi, seele nin tutsağı olam tanrısal mitinde ifadesini bulmuştur. Binlerce yıla yayılan bu süreç kaçılmaz bir gereklilik olsa gerek, eğer dinler bu gelişimi durdurmaya kalksalardı, kaybeden mutlaka onlar olurdu. Ama onların görevi, olayların kaçınılmaz seyrini engellemek değıl, bu seyre ruha büyük zararlar vermeden devam edebileceği biçimde yön vermektir.

Reader Follow Recommendations

See All
Pekçok insan için "ruhsal" kelimesi hava civadan öte bir şey değildir. Yine de hiç kimse ruh olmadan bir dünya olamayacağını, hele hele insancıl bir dünya olamayacağını yadsıyamaz. Hemen her şey insan ruhuna ve onun işlevlerine bağlıdır. Ruhumuz verebileceğimiz kadar çok ilgiye layıktır, özellikle geleceğimizin iyi ya da kötü kaderinin vahşi hayvanların saldırıları ve doğa afetler veya dünya çapında salgın hastalıklar tarafından değil, sadece insanın içindeki ruhsal değişimler tarafından tayin edileceğinin herkesçe kabul edildiği günümüzde.
Içgüdüsel doğasından kopması insanı kaçınılmaz olarak bilinç ile bilinçdışı, ruh ile doğa, bilgi ile inanç arasında çelişkiye sokar. Bu bölünme insanın bilincinin artık içgüdüsel yönünü görmezden gelemediği veya bastiramadigi noktada patolojik hale gelir. Bu kritik aşamaya girmiş bireylerin çoğalarak birikmesi, ezilenlerin savunmasını üstlendiğini iddia eden bir kitle hareketi başlatır. Tüm kötülüklerin kaynağını dış dünyada arama eğiliminde olan bilinç uyarınca, politik ve sosyal değişim isteyen sesler yükselir. Bu değişimlerin, çok derinlerde yatan bölünmüş kişilik problemini otomatik olarak çözeceği zannedilir. Derken bu istekler yerine getirildiği zaman, aynı kötülükleri biraz değişmiş bir biçimde geri getiren politik ve sosyal koşullar ortaya çıkar.
Reklam
Reklam
956 öğeden 901 ile 915 arasındakiler gösteriliyor.