Alıp götürdüler bir gün. Döndüğünde duvara çakılı duran planla birlikte taksitleri ödenmiş arsayı da satışa çıkarmak zorunda kalmıştı. Artık ne villa arıyordu, ne gökdelen... Kupkuru özgürlüktü aradığı. Ne tepe, ne de yokuş, ne merdiven... Düz ayak bir yaşam. Bugüne kadar gökdelenlerden, doruklardan bakmak isteyen Selami Bey yükseklerden bakınca çok şeyler göreceğini sandığı için aldandığını anlıyordu artık, yine anlıyordu ki aşağılardan, yukarılara bakanlar da çok şeyler görebilirler. Elverişli ki insanın nerden baktığını, iyi bilmesi gerekirdi. Yükseklerden bakanların çoğunun gerçekleri göremediği de başka bir gerçekti.