Ömrümüzde hasretini çektiğimiz şeye asla kavuşamayacağız, bu kesin; ama ömrümüzü o şekilde sürdüreceğiz ki her aşamada aramayı göze aldığımız şeyi hak eden biz olacağız..
Sizler ne güzel insanlardınız, ne güzel yaşadınız, artık sizler için hazırlanmış olan bu cennetlere dilediğiniz kapıdan girin, selam olsun size." diyecekleri muttaki bir hayatı yaşamayı bizlere nasip eylesin.
Mü'min erkeklere söyle; gözlerini haramdan sakınsınlar ve mahrem yerlerini korusunlar. Bu kendileri için daha temizdir. Allah yaptıkların- dan şüphesiz haberdardır. Mü'min kadınlara da söyle; gözlerini haramdan sakınsınlar. İffetlerini korusunlar. Kendiliğinden görünen kısmı müstes- na zinetlerini açmasınlar. Başörtülerini yakaları- nın üzerine koysunlar. Zinetlerini kocalarından veya babalarından veya kocalarının babalarından veya oğullarından veya kocalarının oğullarından veya kendi kardeşlerinden veya erkek kardeşlerinin oğullarından veya kız kardeşlerinin oğullarından veya Müslüman kadınlar veya cariyeler veya kadınlara meyli olmayan erkekler veya kadınların yerlerini henüz anlayamayan çocuk- lardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri zinetlerinin bilinmesi için ayaklarını yere vurma- sınlar. Ey Mü'minler! Hepiniz Allah'e tevbe edin umulur ki kurtuluşa erersiniz.
Cahiliyye mensupları, düşünceleri, zevk-i selimi, ahlâkî değer ölçülerini ters yüz ettikleri için hayvanlar gibi çıplaklığı ilericilik olarakvasıflandırırlarken insanca yaşamayıgericilik ve çağ dışılık olarak değerlendirirler Beşerî fitrat ve insanî meziyetler ancak bu kadar bozulabilirdi!... Meselenin İslâmî ve insanî yönü bu iken bizim
cahiller grubu kalkar: Efendim, dinle kıyafetin; dinle kadın giyim ve kuşamının; dinle makyaj işi- nin ne ilgisi olabilir, derler. Gerçekleri ters görme her devirde cahiliyye mensuplarına bulaşmış bir illettir.
Henüz tüyü bitmemiş taze yavrularını -kalp huzuru ile, sükun ve emniyet içinde yetiştirmek için çaba sarf etmek, zaman harcamak, anneye aittir. Bu imkana sahip olan anne evi düzenleyecek, yuvaya güzel koku ve ferahlık getirecektir. Kazanç peşinde koşup yorulan, işinin ağırlığı al- tında bunalıp kalan, belirli mesai saatlerine bağlı olarak çalışması suretiyle takattan kesilen bir kadının, toplumca özlemi çekilen tatı havayı ve gü- zel kokuyu eve bahşetmesi mümkün değildir. Çalışan kadınların evlerinde otel ve han havasından başka bir şey bulunmaz. İdeal evde hissedilen o tatli kokuya o evlerde rastlanmaz. Evin hakikatini ancak ev hanımı olan kadın meydana getirir, mis gibi kokusunu ancak öyle hanımlar sağlar. Evde görülen sevgi ve şefkat tezahürlerini de vasıflı anneler temin eder. Bütün vaktini, güç ve takatini, ev haricindeki işte harcayıp tüketen bir kadın, bir zevce veya bir anne, o eve ağırlık ve bezginlikten başka bir hayır getirmez.
Ev, kadının yeri ve yuvasıdır. Kadın bu yuvada Allah'ın iradesine uygun asli hüviyet ve hakikati içinde kendini bulur. Çirkinleşmemiş, yoldan sapmamış, batağa batmamış ve yüce yaratıcının onun tabiatına uygun olarak tayin ettiği vazifenin dışına çıkmamış olarak bulur kendini...