Bir saat kadar sonra,vatan için görevimi yapmak üzere buradan gideceğim.Bu gidişin dönüşü olmayacak.Sağ olarak dönmeyeceğim.Hücum başladığı zaman birçok arkadaşımın hayatını kurtarmak için gidiyorum.Halk adına,zafer adına,insan için güzel olan her şey adına gidiyorum
Bu benim son mektubum,son sözlerimdir.Anacığım!Bin defa,binlerce defa hep sana,senin ana yüreğine sığınacağım, sana sonsuza dek borçlu kalacağım.Seni umutsuzluklara düşürdüğüm için beni bağışla anacığım.
Aliman bu sözleri dinlemek istemezdi zaten.Demiri nasıl tavında dövmek gerekiyorsa, çekiç darbelerini nasıl soğutmadan indirmek gerekiyorsa,her kelimeyi de öyle tam zamanında söylemek gerekiyordu.O anı geçirince söz soğuyor, katılaşıyor, insanın yüreğine taş gibi oturuyor ve bu ağırlığı kaldırıp atmak hiç de kolay olmuyordu.
Lütfen ayağa kalkın.
İkinizin birbirinizin rakibi olduğunu biliyorum.
Nasıl oluyor da şimdi böyle anlaştınız?
Dünyada nefret, kuşkudan bu kadar güçlüyken,
Nasıl oldu da nefret ettiğiniz kişiyle yan yana yattınız
Ve düşmanlıktan korkmadınız?
Yaptın yapacağını bana.Demetrius yazıklar olsun sana!
Aşkımı reddettiğin için benim sana kur yapmam gerekkti
Bu da görülmemiş bir rezillik bir kadın için.
Biz erkekler gibi aşk uğruna dövüşemeyiz;
Erkeğin peşinden gitmeye değil,
Peşimizden koşulmasına alışığız.