Bir travma ya da acı karşısında hepimiz farklı şekilde davranırız, en azından terapistim Margaret öyle söylüyor. Bazı insanlar acısını dışa vururken, bazıları onu içinde yaşar. Yani acısını içine, derinlere bir yere atar ve orada demlenip büyümesine izin verir.
Oğlum gürültülü bir tavernanın üst katındaki dairede, yatağında, tek başına üşüyorken, şehrin zenginlerini -milyonlarca kuştüyünün altında sıcacık ve rahat olanları, gece yarısı pasta yiyenleri- düşünerek irkildim. Neyi var bu dünyanın böyle?