"Aşk denen şey bazen yürür, bazen uçar bazen koşar biriyle birlikte; bir başkasıyla ölümcül yürüyüşe çıkar; üçüncüyü buzdan heykele çevirir, dördüncüyü atar alevlerin içine. Birini yaralar,öldürür ötekini. Aynı anda çıkıp sönen bir şimşeğe benzer. Geceleyin saklar safakta zapt edilecek kaleyi, çünkü; dayanacak güç yoktur karşısında”
“Dünyada bana sevgi kadar anlaşılmaz gelen hiçbir şey yoktur; ne insan, ne Şeytan ne de başka bir şey; çünkü sevgi her şeyden daha çok işler ruha. Yüreği böylesine kaplayan, böylesine bağlayan hiçbir şey yoktur. Bu nedenle, onu yöneten silahlar olmayınca, ruh, derin bir uçuruma atılırcasına sevgiye atılır.”
“Öyle bir koku yaratabilecekti ki, insani olmakla kalmayıp insanüstü bir şey olacaktı, bir melek kokusu, öyle dile destana sığmaz güzellikte, o kadar canlı bir koku ki, koklayan büyülenip onu, Grenouille’i, bu kokuyu taşıyanı bütün yüreğiyle sevmeden edemeyecekti.”
"Kaybettiği bir şeyi bulmayı çok istediği zaman, insan bazen öyle yapar. Bakar bir göremez, bomboştur baktığı yer; öyleyken yine de on beş kez bakar aynı yere."
Mars’a Yolculuk Mars'a Yolculuk kitabı, Mars macerasını içeren üç ciltlik bir uzay destanıdır. Bu kitap da birinci cildi teşkil ediyor. Gezi, macera, seyahat, uzay türünde bir fenni roman. Okuyup istifade etmeniz dileklerimle.
İyi bir kitap bence! Türklerin Elon Musk'ı neden olmasın? İşte yazar, roman boyunca kendi ana karakteri üzerinden bu eksikliği başarıyla anlatmış. Kitaptaki olaylar 2026 ile 2028 yılları arasında geçiyor. Başkent Ankara'nın biricik kahramanı, Türk Uzay Ajansının önemli üyelerinden Profesör Fikret Kızılkum üzerinden olaylar anlatılıyor, özellikle Türklerin gelecek yıllarda astronomi alanında yapacağı çalışmaları öngörüyor. Romandaki başkarakterin tıpkı Selçuk Bayraktar'ın yaptığı çalışmaları andıran bilimsel bir ideali ve uzayla ilgili bir misyonu var: kendi tasarladığı bir uzay gemisiyle (LAGARİ) Mars'a Yolculuk yapmak. Ayrıca bu kitap için, Kuzey Carolina Üniversitesi'nden Nobel Kimya ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar, Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi'nden Prof. Dr. Özcan Aydogan ve Cambridge Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mete Atatüre iyi dileklerde bulunmuşlar. Bilimi ve bilimkurguyu sevenlerin okumasında fayda var. Çok titiz bir çalışmanın ürünü olduğunu daha ilk sayfalardan anlıyorsunuz. Gelecek vaat eden bir yazar. Yalnızca keşfedilmeyi bekliyor.