Asaf Miroğlu

Asaf Miroğlu
@_asaf
Bütün emeklerim vatanım içindir...
Öğretmen
Marakeş ibni haytam ünv arap dili ve edebiyatı
13 reader point
Joined on June 2018
Bir ay kadar sonra Kızıl'ın ailesi taşındı. Bir gün gitmişlerdi. Ani­ den. Kızıl daha önceden sözünü etmemişti bana. O gitmişti, top git­ mişti, tırnaklı küçük kırmızı parmaklar gitmişti. İyi çocuktu.
Reklam
Birkaç gün sonra Kızıl'ın ön bahçesinde topu atıp tutuyorduk. Chuck ve arkadaşları ortalıkta yoktular. Kızılla giderek ilerletiyorduk oyunu. Çalışmaktı önemli olan. İnsana bir fırsat tanınması yeterliydi. Birileri fırsatların kime tanınacağını denetliyordu sürekli. Omuzumun üstünden bir top tuttum, eksenim etrafında dönüp Kı- zıl'a yolladım. Kızıl yüksek sıçrayıp tuttu topu. Califomia Üniversitesi için oynardık belki bir gün. Kaldırımda bize doğru yürüyen beş çocuk gördüm. Benim ilkokulumdan değildiler. Bizle yaşıttılar ve bela ara­ dıkları belli oluyordu. Kızıl'la topu atıp tutmayı sürdürdük. Durup bizi izlediler.
Ama yoktu yapacak bir şey. O gün yatağa girmedim. Annem müdürün notunu okuyordu. Bir süre sonra hıçkırıklarını duydum, ağlıyordu. Sonra inlemeler geldi. "Ah, tanrım! Utandırdın bizi! Küçük düşürdün! Ya komşular duyarsa? Ne düşünecekler?" Komşularla bir kez bile konuşmamışlardı. Kapı açıldı, annem hışımla girdi odaya: "Böyle bir şeyi nasıl ya­ pabildin annene?" Gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Suçluluk duydum. "Baban eve gelince görürsün gününü!" Odanın kapısını çarparak çıktı ve ben oturup bekledim. Kendimi suçlu hissediyordum bir şekilde...

Reader Follow Recommendations

See All
19
Her akşamüstü, okul çıkışında, üst sınıflardan iki çocuk arasında dövüş olurdu mutlaka. Öğretmenlerin hiç uğramadığı arka taraftaki tel örgülerin orda. Ve dövüş hiçbir zaman adil değildi; iri çocuklardan bi­ ri kendinden daha ufak çocuklardan birini yumruklaya yumruklaya tel örgülere dayardı. Daha ufak olan karşılık vermeye çalışırdı ama fay­ dasızdı. Kısa bir süre sonra yüzü ve gömleği kana bulanırdı. Daha ufak olan sesini çıkarmadan, merhamet dilenmeden yerdi dayağı. Ni­ hayet iri olan geri çekilir ve dövüş biterdi. Diğer çocuklar kazananla beraber eve yürürlerdi. Ben dersler ve dövüş boyunca bokumu tuttuk­ tan sonra tek başıma eve dönerdim. Genellikle eve vardığımda rahat­ lama ihtiyacım geçmiş olurdu. Canımı sıkardı bu.
Anna, gitmemiz gerekiyor. Henry'nin gururu kırıldı." Yengem kollarını anneme doladı. "Her şey o kadar kötü gitti ki. Ama bu bir rüya gibi. Hele kızlar eve bir gelsinler. Konserveleri gö­ rünce delirecekler!" Annem yengeme bir kez daha sarıldı ve ayrıldılar. "John kötü biri değil," dedi yengem. "Biliyorum," dedi annem. "Allahaısmarladık Anna." "Güle güle Katherine. Güle güle Henry." Annem dönüp kapıya doğru yürüdü. Onu takip ettim. Arabaya yü­ rüyüp bindik. Babam arabayı çalıştırdı. Uzaklaşırken yengemin kapının önünde durup el salladığını gör­ düm. Babam karşılık vermedi. Ben de vermedim.
Reklam
Peşinden içeri girdik. Çok az eşya vardı. Bir kahvaltı masası, dört iskemle ve iki yatak. Annemle babam iskemlelere oturdular. İki kız, Katherine ve Betsy (isimlerini sonradan öğrendim) lavabonun başında durmuş neredeyse boş bir fıstık ezmesi kavanozundan fıstık ezmesi kazımakla meşguldüler.
Charles Bukowski
Benim hayatım, benim seçimlerim, benim hatalarım, benim sorunlarım, benim yalnızlığım. Yani özetle sizi ilgilendirmez
Elinde çiçeklerle odadan çıktı. "Sevgililerin nerde şimdi, Ben?" "Arada sırada uğruyorlar." "Eminim." "Uğruyorlar.” "Katherine seni görmek istediği için hurdayız." "Biliyorum." "Ben de istedim seni görmeyi Ben Amca. Çok güzel adamsın ben­
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
muhteşem
Bir nal bir at kurtarır bir at bir yiğit kurtarır bir yiğit bir ordu kurtarır bir ordu bir ülkeyi kurtarır şuuruyla yazılmış bir eser hani derler ya bir uyanık bin uyuyanı uyandırır diye öyle bir eser her akıllının okuması gerekir...
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Beyaz Zambaklar ÜlkesiGrigory Petrov · Ayrıntı Yayınları · 201799.4k okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Beyaz Zambaklar ÜlkesiGrigory Petrov
8.6/10 · 99.4k reads
Reklam
“Paralarınız çalınmasın veya yanmasın diye iyice saklıyor­sunuz. Çocuklarınız, eşiniz ve kendiniz paradan çok daha de­ğerlisiniz. Sizler canlı parasınız. Bu sermayeyi iyi koruyun, is­raf etmeyin, çoğaltın.”
“Uyanınız! Yurttaşlarınızı kurtarmak için işbaşına geçiniz! Halkımızın dörtte üçünün yaşamakta olduğu hayat fecidir. Köylümüz ve işçimiz ölümle pençeleşiyor, ruhen ve bedenen çöküyorlar.”
Sayfa 150Kitabı okudu
“Snelman her yerde şu sözleri söylüyordu: _ Ülke halkının çoğunluğunun böyle ilkel, görgüsüz ve eğitimsiz kalmasına seyirci kalmak ayıptır, suçtur. Uygarlık meşalesiyle aydınlanan bir insanın buna duyarsız kalması ci­nayettir.”
Sayfa 138Kitabı okudu
“Ülke insanının çoğunluğunun eğitimden yoksun bırakıl­ması bir cinayettir. Devletin kendi kendini yok etmesi, inti­har etmesi demektir.”
Sayfa 138Kitabı okudu
“Bütün toplantılarda, oyun ve eğlence yerlerinde, lokanta­larda toplanan yardım paralarıyla kitaplar satınalınıp, en ücra köylere kadar gönderilmeye başlandı. Öncelikli konular be­lirlenerek bu konularda en kapsamlı ve bilgi dolu kitapları ya­zabilecek olanlar ödüllerle teşvik edildi. Yazarların eserlerinin basımına yardımcı olundu. Bu şekilde ortaya çıkan kitaplar ucuz fiyatlarla piyasaya sürüldü.”
Sayfa 132Kitabı okudu
61 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.