Benim şimdi korkum Katerina İvanovna'dan değil, diye mırıldanıyordu. Hem saçlarımı yolacağından da korktuğum yok. Saçlarımı yolsa ne olacak ki!... Saçma bir şey bu saç! Hep söylüyorum ben bunu! Hatta benim saçlarımı yolarsa daha iyi olur. Ben bundan korkmuyorum. Ben... Gözlerinden korkuyorum onun... Evet... Gözlerinden... Gözlerinden korkuyorum... Yüzündeki kırmızı lekelerden de korkuyorum... Hatta... Hatta onun soluk alışından korkuyorum... Sen böyle hastaların nasıl soluk aldığını hiç gördün mü? Böyle heyecanlandıkları, duygulu anlarında? Çocukların ağlamalarından da korkuyorum... Çünkü eğer Sonya onların karınlarını doyurmadıysa, işte o zaman artık ne olur bilmem!... Bilemiyorum ne olacağını. Dayak yemekten korktuğum yok, şunu bil ki efendim, böyle dayaklar benim canımı hiç mi hiç yakmıyor, hatta zevk veriyor bana! Çünkü ben kendim de duramam dayak yemeden. Dayak çok daha iyi! Bırak vursun. Ruhum rahatlar hiç olmazsa... Vursun daha iyi.