Aldous Huxley'in 1931'de yazdığı "Cesur Yeni Dünya (Brave New World)" kitabında kurulmakta olan yeni dünya ile ilgili şöyle ütopyalar vardır. Yeni dünyada;
1- Kitapları yasaklamanın bir manası yoktur zira Yeni Dünya'da zaten kimse kitap okumayacaktır.
2- İnsanlar bilgiden mahrum bırakılmayacaktır. İnsanlara çok fazla bilgi verilecek, bu yüzden insanlar pasif ve egoist olacaktır.
3- Hakikat insanlardan saklanmayacak ama hakikat alakasız bilgiler denizinde koybolacaktır.
4- Kültür baskı altına alınmayacaktır. Saçma sapan şeylerle dolu, basit ve ehemmiyetsiz bir kültür olacaktır.
5- İnsanlar acı vererek değil zevk vererek kontrol edilecektir.
6- İnsanları korktukları şeyler değil sevdikleri şeyler mahvedecektir.
Harvard Üniv. mezunu John Marshall Yakındoğu'yu ziyaret eden ilk Rockefeller Vakfı yetkilisi olmuştu.
...
Marshall bölgeye yaptığı ikinci ziyaretinde İslami Hristiyanlığın tersine bir öğreti ve hayat tarzı olarak hâlâ sosyal normlar ve örüntüleri düzenleyebildiği ama Batılılaşma sürecinin özünde bu hayat tarzı karşısında büyük bir güçlük oluşturduğu gözleminde bulunur.
Rockefeller Vakfı kent merkezlerinde konservatuvarlar ve tiyatroların yenilenmesine katkıda bulundu. ABD ile Türkiye arasında sanat ve edebiyat alanında kurumsal ağlar kurdu. Bu yardımlar ülkede kültürel alışkanlıkların değişmesinin başını çekecek, nüfusun geri kalanı arasında batılı zevkler ve pratikleri teşvik edecek "yaratıcı azınlığı" desteklemeyi amaçlıyordu.
Amerikalı kurumların Türkiye'deki modernleşme misyonu, İslam'ın entelektüel ve sosyal pratiklerde oynadığı dinamik rolü dönüştürme yönünde güçlü bir çağrı taşıyordu.
Tarih tezatlar içinde gelişir. Osmanlı'nın tezadı Avrupa'dır.
...
Bir kelimeyle: Dinsizlik, Batı'nın yükselen sınıfları için ne kadar hayırlıysa, bizim için o kadar meşumdur; onlar için ilerleyiş, bizim için çözülüş ifade eder.