Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mavila

Onu nasıl beklediğimi kimseler bilemez. Bir insan nasıl benlenir? Onun kapıdan girmesiyle şimdiye kadar içimde hapsettiğim insafsızlık, huzursuzluk, melankoli uçup giderdi. İnsanlar birdenbire içimin mahallesinin caddelerini, meyhanelerini doldururlardı.
Reklam
Sana bahsetmek istediğim şeylerin hiçbirinden söz açmadığım için beni affet!
Dünyada hiçbir kimsenin benim istediğimden başka türlü bir dünya isteyeceğini o zamana kadar aklıma bile getirmemiştim.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kimsenin yanına sokulmayan, köpeğiyle konuşan bir adamın benim gibi, senin gibi bir adam oluşuna şaştım doğrusu.
Çok iyi bildiği şeyler olan romanlar ve dizeler konusunda, bir kadın tevazusuyla, hep daha uzman olanların görüşlerine güvenirdi. Bu konuların, tek bir kişinin beğenisinin hakikati tespit etmeye yetmeyeceği geçici heveslerin kararsız alanı olduğunu düşünürdü.
Reklam
Halk kütüphaneleri, lokantaların yarısına mal olsaydı veya kitaplar bileziklerin onda biri fiyatına satılsaydı en ahmak kişiler dahi bazen okumanın da hapur hupur tıkınmak ya da mücevherlerle parıldamak kadar iyi bir şey olduğundan şüphe edebilirdi.
Shakespeare'in eserlerindeki felâketler hep erkeklerin hataları veya ahmaklıklarından ileri gelmektedir; felâketlerden kurtulmak mümkün olduğu zaman da, bu mutlaka kadınların zekâları ve meziyetleri sayesinde olmaktadır.
Bir kişi en çok hangi hissi arzulayıp değer veriyorsa ona, dikkat etmesi için gizli bir kelime verir. Bu kelime sonunda o kişi üzerinde sonsuz bir güce erişir ve artık o kişiden o kelime olmadan bahsedemezsiniz.
Öğretmen konumunda bulunan her kimse başkalarını ne kadar zincire vurduysa kendisi de o derece zincire vurulacak; insanları ne derecede yoldan çıkardıysa kendisi de o derece dışlanacak, sonunda da demir kafesin parmaklıkları onun yüzüne kapanacak ve "Altın olan açarken demir olan kapatıverecek var gücüyle."
Aklıma sığdıramıyordum karanlığı. Bütün ölçülerin üstünde bir karanlıktı bu: yakınlığı altında eziliyordum.
Reklam
Deliliğim bir güçsüzlük, bir bitkinlik sayıklamasıydı, fakat bilinçsiz değil.
Güçbela birkaç kısa cümle yazabildim; sırf ilerleyebilmek için çekiş döğüş zorla ele geçirebildiğim bir düzine çaresiz sözcük!
Ne diye tasa çekiyordum sanki; ne tıkınacağımı, ne içeceğimi, fani vücut dedikleri bu rezil solucan torbasını hangi çullara bürüyeceğimi düşünerek ne diye tasa çekiyordum?
Gözlerimi açınca, eski alışkanlık, bugün için ümit var mı diye düşünmeye başladım.
Birini bir zamanlar sevmiş olmak insanın içinde iz bırakıyordu. İnsan o kişiyi artık sevmese bile iz kalan yer acıyordu.
1.296 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.