Neslihan

Neslihan
@_nesIihan
31 okur puanı
Aralık 2015 tarihinde katıldı
Neslihan bir yorumu yanıtladı.
teşekkür ediyorlar, çok yaşıyorlar, işe geç kalmıyorlar çeyrek altını önemsiyorlar, küresel ısınmayı ve beş çaylarını ortadoğu’yu ihtiyaç halinde seviyorlar, gökdelenleri her haliyle eve geç gelmeyi borsaya bağlıyorlar, geriye kalanları astrolojiye “konuşan tartı”lardan korkmuyorlar bir de,  -ben bazen korkuyorum- artist diyorlar erken ölenlere
Cem okurunun profil resmi
Bu bir şiirden çok ötesidir anlayana anlamak isteyene çok fazla şey anlatır. Ve sonu maddiyata dayalı günümüz yaşamına düşülen bir şerhtir. Sigortalı bir işe girmeden aşık olunmuyor.
Neslihan okurunun profil resmi
çok doğru hocam
Reklam
Neslihan yorumladı.
Şubat benim en çok sevdiğim ay. Seni şubatta tanıdım. Latince "febriarius"tan geliyor. Tövbe ve istiğfar etmek manasına. Garip bir orijin. .... Zaten gönül takvimimde tek ay ismi var:şubat, senin ayın, ama yakında bütün ayları, bütün anları beraber yaşayacağımıza inanıyorum.
Sayfa 116
Neslihan okurunun profil resmi
'Bir kadın ilk defa olarak adımı taşımaya razı oluyordu. Bir kurtuluştu bu, paryalıktan... Ve bilmediğimiz ülkelere yelken açan bir gemiye atlar gibi el ele hayata atladık'
Neslihan bir yorumu yanıtladı.
ama nasıl hissediyorum biliyor musun? şimdi böyle insanın hayatta güvendiği bazı şeyler vardır ya hani. başı sıkışınca falan... ne bileyim. mesela 155. bir şey olursa polis gelir. nedir, işte itfaiye. yangın çıkınca ararsın. bilirsin ki gelecek. asansörde kaldın diyafon var. basarsın birisiyle konuşursun. ne bileyim. o seni rahatlatır. panik butonları vardır. biryerde kaldığın zaman basarsın. polis gelir yada birisi seninle konuşur. ne bileyim. rahatlatır en azından seni.  şimdi nevra, bunların hiç birinin çalışmadığını düşünsene. birşey geliyor başına 155'i arıyorsun bakan yok. yangın çıkmış itfaiyeyi arıyorsun gelen yok. asansörde diyafona bakıyorsun birisi seni duysun diye. panik butonu mesela orada duruyor öyle. basıyorsun. "kimse yok mu kimse yok mu? duyuyormusunuz beni?" diye bağırıyorsun ama hiç çıt yok.  ya diyorsun ki arkadaş buna bir şey mi oldu ya. böyle bakıyosun. açıyosun duvardan bir ayırıyorsun onu. aa, ananı avradını! bağlantısı yok nevra. kablo yok. o duvarda öyle duran bir şeymiş. senin hayatın ona güvenmekle, inanmakla geçmiş. halbuki seni kazıklamak için koymuşlar onu oraya. sen ona güven diye. sen ona güven. başını kaldırmadan, soru sormadan, işine gücüne bak diye koymuşlar. sen de ona öyle salak gibi güvenmişsin. aslında güveneceğin hiç bir şey yokmuş. işte kendimi şimdi öyle hissediyorum. bir şeylere öyle haybeye inanmışım. o da çok boktan bir durum. o yüzden şimdi ne yapacağımı hiç bilmiyorum. -hakan günday -şahsiyet
harry potter okurunun profil resmi
ya herşey tamam iken imdat çağrına -duyulmasına rağmen- cevap vermeyenlere ne demeli nasıl bir ruhsuzluk nasıl bir vicdansızlik...