paslanmış demir bir kapı açılır
küf tutmuş kilitler gıcırdarken
ta karanlıklar içinde birden
bir türkü gibi yükselirsin sen
fısıldarım sana yıllarca içimde biriken
söyleyemediğim ateşten kelimeleri
şuuraltım patlamış bir bomba gibi
saçar ortalığa zamanın
ağaran saçın toz toprağını
gelin gülle başlayalım şiire atalara uyarak
baharı kollayarak girelim kelimeler ülkesine
dünya bir istiridye
dönüşelim bir inci tanesine
dünya bir ağaç
bir özlem duvarı
bülbül sesine
şair
gündüzü bir gül gibi
akşamı bülbül gibi
sarıp sarmalayan öfkesine
yenilgi sanılan zafer saatleri
ey oruç, diriltici rüzgar, islâm baharı
es insan ruhuna inip yüce ilham dağından
kevser içir, âbıhayat boşalt kristal bardağından
susamış ufuklara insan kalbinin ufuklarına
sizi öldürmek için değil
sizi diriltmek için
tutun ki bu kılıcıdır Ali'nin
Halid İbn-i Velid'in
fakat ben dağların sesini duydum
anladım ki gelmekte olan zamanı
yöneldim Büyük Amaca
doğan güneşe dönen
bir gün çiçeği gibi
evet ben gelecek zamanın sesini duydum