İçimde çok büyük bir ağlamak var. Bir ağacın altında oturarak hem kendime, hem bütün insanlara, hem börtü böceğe, kurda kuşa. Bin yıllık gözyaşıyla ağlamak istiyorum.
Hiç hissetmedin ne kadar kırgın olduğumu. Cenaze taşımak gibi ölü bir ruh taşıyorum içimde. Köşeye geçmiş, yüzü duvara dönük bir çocuk gibi ağlayasım geliyor, bilmiyorsun.
Herkes evini buldu, benim ev diye sırtımı yasladığım duvar sırtıma yük oldu. Sevgisizlikten desen değil, ben bütün yaralarımı sevilirken aldım. Sevgiden mahcubum kime nasıl anlatacağım.
Azalarak bitti bazı şeyler. Aniden olmadı; göz göre göre, gözümün önünde oldu. Bittiğini yavaş yavaş hissettim. Bitmesin diye çabaladım biraz, bir yerden sonra benim de gücüm bitti. Dermanım kalmadı mücadeleye. Kimse suçlu değil. Herkes biraz hatalı ama kimse suçlu değil. Ben de.
Ahmed Arif ✍🏻
Bir ufka vardık ki artık
Yalnız değiliz sevgilim.
Gerçi gece uzun,
Gece karanlık
Ama bütün korkulardan uzak.
Bir sevdadır böylesine yaşamak,
Tek başına Ölüme bir soluk kala,
Tek başına Zindanda yatarken bile,
Asla yalnız kalmamak.
...
Attila İlhan ✍🏻
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
...
Turgut Uyar✍🏻
Önce sesin gelir aklıma
Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm
Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli!
Sonra cumartesi günleri gelir
Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum
Bir yağmur yağsa da beraber ıslansak.
Nazım Hikmet Ran✍🏻
Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.
Yüz yıldır bekler beni bir şehirde bir kadın.
Aynı daldaydık, aynı daldaydık.
Aynı daldan düşüp ayrıldık.
Aramızda yüz yıllık zaman,
yol yüz yıllık.
Yüz yıldır alacakaranlıkta
koşuyorum ardından.