Tuğçe Yüksel

Tuğçe Yüksel
@_tuvce
iu-cerrahpaşa | psikolojik danışmanlık ve rehberlik
12 December
90 reader point
Joined on February 2023
Oysa yaşamak ve sevmek birbirinden ayrı olgular değil, bir bütündür. Kendimizi yaşayabildiğimiz ve beraberliklerimize bir şeyler katabildiğimiz her yerde sevgi vardır.
Reklam
Mutsuz insan, kederine karamsarlık, sevincine kaygı katar, gerçeğini doyasıya yaşayamaz. Çünkü kendine karşıdır.
Birçok insan belirli bir olay gerçekleşirse mutlu olacağı yanılgısındadır. Mutluluğun kendilerini bulmasını bekler ve mutluluğa "bir şeyler yaşanarak" ulaşılabileceğini göremezler. Bir şeyler yaşamak, bir şeylerle "birlikte yaşamak" anlamına gelir. Duygular insanın içinde oluşan bağımsız yaşantılar değil, dış dünyayla birlikte yaşarken insanın içinde oluşan duygulardır.

Reader Follow Recommendations

See All
İçsel yaşantı kavramlarla ve tanımlarla sınırlanamaz. Yaşantı parçacıkları insanın içinde algılanabilir, ama bu parçacıklar bir bütün haline getirilemez.
Kendi gerçekleriyle yüzleşmeyi göze alamayan insanlar abartılmış üstünlük çabalarına uygun bir mantık geliştirirler.
Reklam
Birey ve dünyası bir bütün olduğuna göre, insan ve insanlık birbirinden bağımsız sistemler olarak var olamaz.
Diğer insanların gerçeklerini anlamaya çalışacağımız yerde, onları dünyada yalnızca kendi gerçeklerimiz varmışçasına yargılamak etkin olabilmemizi engeller ve yalnızlığa yol açar.
Oysa kendini yaşamak isteyen insan, süreci toplumdan değil kendisinden başlatır. Bu yürekliliği göze alabildiğinde, başlattığı sürecin sonuçları dolaylı olarak çevresini de etkileyeceğinden, soyutlanması da söz konusu olamaz.
Dünyada iki tür insan vardır: yaşayanlar ve yaşayanları seyredip eleştirenler. Seyretmek ölümü, katılmak ise yaşamı simgeler. Yaşamak kendisi olabilmeyi ve yaşama etkin bir şekilde katılabilmeyi tanımlar. Bu, insanın kendi sorumluluğunu, bir başka deyişle, hayatına anlam katma sorumluluğunu içerir. Sorumluluğunu üstlenen kişi özgürdür. Özgür insan daha az korkar, onun için sevebilir!
Her insan bağımlılık ve özgürlük ya da boyun eğme ve kendine yön verme eğilimlerinin yarattığı çatışma ile dünyaya gelir. Çünkü doğum olayı, bir diğer insana tümden bağımlı ve çaba gerektirmeyen bir durumdan, ayrı bir varlık olmayı ve kendi eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmeyi gerektiren bir yaşama geçişi temsil eder. İnsanın kendi sorumluluğunun doğrultusunda gösterdiği çaba hayatın özüdür.
Reklam
Kosmos
KosmosCarl Sagan
8.9/10 · 5.5k reads
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski
9.1/10 · 160.2k reads
Geri162
944 öğeden 931 ile 944 arasındakiler gösteriliyor.