“Bir de sevginin kutsal bir anlamı vardır ve kişi karşısındakini niye sevdiği konusunda niyetinin saflığını keşfetmek zorundadır. Sana istediklerini verdiği için mi seviyorsun? İstediklerin değişecektir. Peki iyi bir yoldaş olduğu için mi seviyorsun? İşte bu devam edecektir.”
İnceleme yazmak için bitirmeyi dahi beklemedim. Son 250 sayfadır bir şekilde bu anlatılanlar bir yere bağlanacak diyorum ama bir türlü bağlanmıyor ve 70 sayfam kaldı. Ne güzel kitabın bir hikayesi vardı başta. Zehra ve Bereket ailesinin hayatını okuyorduk Zehra ile bağlantılı olarak. Nasıl böyle bir hale döndü kitap bilmiyorum. Masa masa insan tahlili yapan sosyolojik bir gözlem yapan kitaba dönüştü. Adalet Ağaoğlu’nun Bir Düğün Gecesi kitabını anımsattı ama asla o kitap gibi bir bütünlüğü yok. Serenad, Kardeşimin Hikayesi, Huzursuzluk gibi kitapları yazmış birisi neden bu kadar dağınık bir kitap yazmış anlamadım. Roman olduğunu düşünerek aldım ama bence bir roman değil.
Harika bir kitap. Seviyorum yazarın üslubunu. Mihrap kalbimi dağladın. Çok heyecanlanmıştım oysa her şey yoluna girecek mutlu son olacak diye. Neden acab her iki kitapta da mutlu bir son olmadı? Belki kahramanlar mutlu idi ama kabullenilmiş bir hayatın mutluluğu vardı. Ayrıca bu kitap da hiç bitmesin istedim. O kadar çok konu vardı ki anlayacak, başlı başına her karekterin bir hikayesi vardı. Hepsinin hikayesini daha geniş bilmek isterdim. Kitap daha uzun olsun isterdim. Bu yarım kalmışlık hissini sevmiyorum. Şimdiden yazarın 3. Kitabı yazmasını bekliyorum.
Bizim ZamanımızSinem Sal · Karakarga Yayınları · 20211,091 okunma