Ütopyalar Güzeldir-Ferhan Şensoy
youtube.com/watch?v=3CWWWzV...
Düşten de mor bir aşkı yaşadın da gittin yar
Bir gittin ki sus oldu pusa büründü hisar
Öyle bir yar sevdim ki, evim artık gül kokar
Bir vapur dumanıyla sanki gelecek gibi
Bir gün gelecek elbet, ütopyalar güzeldir
qu'on me la donne ou pas, je m'en fou complétement.
j'ai si aimé cette femme, que ma maison sent la rose.
comme la fumé d'un bateau, comme la siréne l'a ramené.
qu'elle reviendra ça c'est sure.
les utopies sont belle
İlginç Bir Soru...!!!
Japonya’da saygın bir firma yönetimi, işe girmek isteyenlere bir soru sormuş ve soruya uygun cevabı veren kişiyi de işe almışlar.
Sorunun ilginçliği bu sorunun doğru ya da yanlış cevabının olmaması…
Yağmur bulutları apaçık çok şiddetli bir fırtınanın gelmekte olduğunu söylüyor.Karanlık yağmurlu bir gece, şimşekler çakıyor,
Bir timsahı alt etmek için ne kullanırsınız?
a) Ataş
b) Kese kağıdı
c) El çantası
d) Lastik bant
Boyu 2 metreye kadar olan timsahlar karşısında, sıradan bir lastik bant ile paçayı kurtarabilirsiniz. Bir timsahın çenelerini kapatan kaslar o kadar güçlüdür ki, bu kasların aşağıya doğru olan kuvveti uçurumdan düşen bir kamyonunkine denktir. Ama timsahın çenelerini açan kaslar o kadar zayıftır ki, tek elinizle bir timsahın ağzını kapalı tutabilirsiniz.
Sitede son zamanlarda fark ettiğim ; iletiden yazarların sözlerini paylaşmak ve bazılarının bu sözlerin altına kime ait olduklarını belirtmemeleri. Nedenini tam olarak bilmesem de bu konuda fikrimi ifade edesim geldi.(Genelde etliye sütlüye karışmayan biriyimdir. :D)
1- İletiden alıntı paylaşmak bence farkında olmadan bu siteye yapılan en büyük
günlerden pazar,ayın 20 si,yıl 2018...deniz kenarında oturuyorum,deniz uykuda bu arada mışıl mışıl uyuyor..bekçi rüzgarda yeni yeni çıkıyor devriyesine,günaydın diyor erken kalkıp, sayın güneşi bekleyenlere...bulutlar mutlu romantik bir geceden sonra görünürlerde yoklar,galiba biraz şarabın etkisinde kalmışlar...derken güneş çıkıyor sıradağların arkasından gülümseyerek ,insanın içini ısıtarak..,deniiz de uyanıyor uykusunda,hafiften kıprıdanmaya başlıyor...rüzgar devriyesini atıp yine evine çekiliyor,pembe panjurların arkasına...bende eşsiz ikili simit ve çayın yanına peynirei de davet ettim,oturuyoruz beraber...derken akrep 8 de yelkovan 2 de takılıp kaldı..o geçiyordu,her zamanki güzelliğiyle,o berrak yüzü denizi kıskandırıyor,deniz hırçınlaşıyor,güneş kıskanıyor gülüşünü''ben bile bu kadar ısıtamıyorum kalpleri.''diyor ve çekiliyor bulutların arkasına..bulutlar bile kararıyor ben biz bu kadar günahsız,bembeyaz olamadık diye....ağlıyorlar :( gidiyorum yanına O'nun..günaydın diyorum tebessümle birlikte..beklettim mi diye de soruyor,hafif bi üzgünlük..''beklerim tabiki ömür boyu'' diyorum ve sarılıyor sımsıkı...kulağımda bir fısıltı,güneşin gülümsemesine,denizin durulmasına,bulutların dağılmasına,çiçeklerin açılmasına,martıların herkesi günaydın a boğmasına tekrardan neden olan o cümle....
T.Ç.