A Court of Frost and Starlight (A Court of Thorns and Roses #3.1) | Buz ve Yıldızışığı Sarayı #kitapyorumu #ACourtofFrostandStarlight #BuzveYıldızışığıSarayı
Goodreads:3,8/5
1000kitap: 8/10
3,5/5
“Dinleyen yıldızlara, Feyre.
Ve gerçekleşen hayallere, Rhys.”
Heyecanla beklediğim kitaba Hybern Kralı ile gerçekleşen savaşın soğukluğunu hissederek başladım. Çok sevdiğim karakterlerin yer aldığı bir kitapta kendimi daha ne kadar uzak hissedebilirdim, bilmiyorum. Yazar, savaşın soğuk yüzünü kitap boyunca hissettiriyor. Fakat bunun ötesinde, kitabın sonuna kadar yazarın anlattıklarıyla tekrara düşmesi hissinden kurtulamadım. Bildiğim her şeyi yeniden okuyor gibiydim. Kurgusuyla her daim şaşırtan yazarın, kurgudaki sıradanlığı beni açıkçası hayal kırıklığına uğrattı. Çok merakla beklediğim ve bir o kadar heyecanla elime aldığım kitapta hızlı ilerleyemedim. Nesta’nın hırçınlığı, Cassian’ın azmi, Azriel’in sessiz halleri, Lucien’in merhameti, Feyre ve Rhys ikilisinin monologlarına kadar her şey aşina olduğum şekilde devam etti. “Kitabın sonunda yazar acaba şaşırtır mı?” derken ne yazık ki o da olmadı. Okurken kitabın sonuna dair kendimce bir tahminde bulunmuştum, ne yazık ki tahminimde doğru çıktı. Ne yazık ki, diyorum çünkü tahminim dışında beklenmedik bir şey gerçekleşmesini ve yazarın beni şaşırtmasını isterdim. Kitap boyunca tekrara düşme hissinden hoşlanmadım. Kitapta beğenerek okuduğum tek bölüm, dokumacının Boşluk’tan söz ettiği ve açıkladığı sayfalar oldu. Benim beklentilerimin çok altında kalan bir kitap oldu fakat umarım okumayı düşünenler için aynı durum gerçekleşmez. Keyifli okumalar…
