Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Düşmanın her hilesine bir tedbir lâzım. O da cehd etmek, cihad etmektir. Cihad sadece hudutta bekleyip de kurşun sıkmak değil, düşman sana nereden, nasıl zarar vermek istiyorsa onun karşılığını vermektir. Seni İslâm'dan ayırmak isteyene karşı İslâm'ı öğreneceksin ve İslâm'a hizmet edeceksin. Kâfirin burnunu sürtmek için inadına iyi müslüman olacaksın.
Sayfa 19
Einstein yaşamının son haftasında, en çok önemsediği işlere yoğun­ laşır: Bertrand Russell'la birlikte nükleer çağda dünya banşıyla ilgili bir manif esto üzerinde çalışmışlardır ve Einstein manifestoyu 1 1 N isan günü imzalar . "Yeni bir düşünce şekline ihtiyacımız var. Kendimize, taraf t an olduğumuz grubun askeri bir zafer kazanması için hangi adımları atması gerektiği yerine, askeri bir çatışmayı önlemek için ne yapmamız gerek­ tiğini sormalıyız; çünkü böyle bir çatışma artık bütün taraflar için yok edici olacaktır." Bu belge daha sonra, her yıl düzenlenecek olan ve bilim insanlarıyla düşünürlerin nükleer silahsızlanma üzerine bilgi alışverişi yaptığı Pugwash Konferansları'na giden yolu açacaktır. 1 2 Nisan günü Einstein enstitüde çalışırken kasıklannda bir ağn hisseder. Asistanı iyi olup olmadığını sorar . İyi olduğunu söylese de aslında hiç de iyi değildir. Aortunda oluşan anevrizma patlamaya başla­ mıştır. Eve gelen doktorlar, az da olsa tek şansın hemen ameliyat edilerek aortun düzeltilmesi olduğunu söyler . Ama Einstein ameliyat olmaz. Dukas'a yaşamın yapay yollarla uzatılmasının tatsız bir şey olduğunu söyler. Görevini yaptığını hissediyordur ve zamanı geldiğinde onuruyla buradan gidecektir . Ağrının daha da arttığı ertesi gün Princeton Hastanesi'ne kaldı­ rılır . Üvey kızı Margot. oğlu Hans Albert'i durumdan haberdar edince Hans babasının yanında olabilmek için hemen ilk uçakla San Francisco'dan gelir . 1 7 Nisan Pazar günü Einstein uyandığında kendini çalışabilecek kadar iyi hisseder. Dukas ona gözlüklerini, kağıtlarını verir..
Sayfa 96 - Türkiye İş Bankası kültür yayınları Mayıs 2013Kitabı okudu
Reklam
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Galatasaray'dan sınıf arkadaşı "Dö san diz nör' ıhsan'a kavuş­ mak sevinci yü regini kaplamışu. "Ne iyi ettim de, ıhsan'ın yanı­ na gönderilmek işini Nermin'e açtım. Ne kadar da çabuk yaptır­dılar. Hay Allah sizden razı olsun Enişte Bey!"
Karma ve Meditasyon
Kişi Biliş-İçeren Meditasyon aşamasına erdiğinde geçmiş Karma'larına ne olur? Eğer ki nihai Kurtuluş”ta ise o zaman bir seferde tüm eski Karma'ları silmiş mi demektir? Eğer silmediyse o zaman mükemmel Kurtuluş'a nasıl erer? Buna cevap Karma'nın türlerini bilmekte yatar ki Karma 3 çeşittir: 1) Prarabdha Karma, yani hâlihazırda
İbn Arabi, Şeytan'a şeytanlığı yaptıran şeyin, Allah aşkı olduğunu söyler. Yani Şeytan, Allah'ı o kadar çok seviyordur ki kendisinden daha fazla sevdiği bir şey yaratıldığını öğrendiğinde kıskançlıktan deliye dönüp isyan eder. Allah'ın, Şeytan'dan daha çok sevdiği şeyin insan olması, sanıyorum ancak Allah'ın naifliğiyle açıklanabilecek bir paradoks. Fakat Şeytan'ın da bizzat Allah'a ait olması, daha başka bir paradoks sanki.
Sayfa 172 - Doğan Kitap
Reklam
"O kadar önemli olduğunu düşünmüyorum. Bir tez hazırlamam gerekiyordu, ben de yazdım işte.” Konuyu değiştirmek istedim. "Sahi nereden arıyorsun? Chicago'dan mı?" "Ne Chicago'su ayol, Şişli'deyim Şişli'de!" İşte şimdi şaşırmıştım. "İstanbul'a mı geldiniz? Ne zaman?" "Önce düzelteyim tatlım, İstanbul'a gelmedik, geldim. Yani tek başıma..."
Pir Sultan, asılırken taşlansın diye Hızır Paşa'dan buyruk çıkmış... Taşlamayanlar cezalandırılacakmış... Bu yüzden herkes eline bir taş alıp atmış... Fakat taşların hiçbiri Pir Sultan'a dokunmuyormuş... Musahibi, tarikat arkadaşı Ali Baba da oradaymış... Taş atmaya bir türlü eli varmıyormuş... Bir gülü gizlice ona fırlatmış... Pir Sultan onu görmüş, pek üzülmüş... Onun üzerine şu ağıtı yakmış: *** Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz, Hak'tan emrolmazsa irahmet yağmaz.. Şu ellerin taşı hiç bana değmez, İlle dostun gülü yaralar beni... ***
Sayfa 30 - Halk Kitabevi Basım Yılı 2015
Einstein Aarau'da, uzun yıllar yaşamında iz bırakacak olan Winteler ailesinin yanında kalıyordu. Taşındıktan birkaç ay sonra, 1 895 yılı sonlannda kızları Marie'ye duygusal olarak bağlandığında kimse şaşırmamış, hatta herkes buna sevinmişti. Einstein'dan iki yaş büyük olan Marie on sekizine giriyordu ve komşu köydeki okula başlayana
Sayfa 28 - Türkiye İş Bankası kültür yayınları Mayıs 2013Kitabı okudu
Plotinos; Evren, Tanrı'nın tezahürü ve tecellisidir.
Plotinos'a göre evrende ne Platon ve Aristoteles'in düşündükleri gibi Tanrı'dan ayrı, onun dışında, ondan bağımsız madde ne de Stoacıların ileri sürdükleri gibi söz konusu etkin gücün içine nüfuz ettiği edilgin bir cisim var­dır. Tanrı ile evren birdir ve evren Tanrı'nın eseridir *****
Sayfa 97 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Reklam
İşte kâinatta cari olan teavün-ü umumî, seyyarattan ta zîhayatın a'zâ ve cihazat ve zerrat-ı bedeniyesine kadar kemal-i intizamla cereyan eden muvazene-i âmme ve muhafaza-i şâmile ve semavatın yaldızlı yüzünden ve zeminin zînetli yüzünden tâ çiçeklerin süslü yüzlerine kadar kalem gezdiren tezyin ve Kehkeşan'dan ve manzume-i şemsiyeden tâ mısır ve nar gibi meyvelere kadar hükmeden tanzim ve Güneş ve Kamer'den ve unsurlardan ve bulutlardan tâ bal arılarına kadar memuriyet veren tavzif gibi pek büyük hakikatların büyüklükleri nisbetindeki şehadetleri, kâinatın şehadetinin ikinci kanadını isbat ve teşkil ederler. Ayet-ül Kübra - 99
Nanotüpler çok incedir. Dünya'dan Ay'a kadar uzatılabilen bir nanotüp, yuvarlatıldığında ancak bir haşhaş tohumu büyüklüğünde olur.
Sayfa 8 - Tübitak Popüler Bilim Kitapları 2. BasımKitabı okuyor
Batman'dan Diyarbakır'a dönerken dağlarda gamzelenen gün ışığı...
İbni Haldun'a atfedilen coğrafya kaderdir sözünü düşünmüştüm. Doğu'dan Batı'ya çark eden bedenimle birlikte kaderim değişmiş miydi? Yoksa ne olursa olsun, nereye gidersem gideyim doğduğum coğrafya kaderim miydi?
Cam kenarında oturan yolcu yol yorgunu olmayıp gökten kuş tüyleri gibi inen iri tanelere biraz daha dikkat etseydi yaklaşmakta olan güçlü kar fırtınasını sezebilir, belki de bütün hayatını değiştirecek bir yolculuğa çıkmış olduğunu ta baştan anlayıp geri dönebilirdi. Ama geri dönmek aklında yoktu hiç. Akşam çökerken yeryüzünden daha aydınlık görünen göğe gözlerini dikmiş, gittikçe irileşen ve rüzgârda savrulan kar tanelerini yaklaşmakta olan bir felaketin belirtileri olarak değil, çocukluğundan kalma bir mutluluk ve saflığın en sonunda geri gelen işaretleri olarak seyrediyordu. Cam kenarında oturan yolcu, çocukluğunu ve mutluluk yıllarını yaşadığı şehre, İstanbul'a on iki yıldan sonra ilk defa bir hafta önce annesinin ölümü üzerine dönmüş, orada dört gün kalmış, hiç hesapta olmayan bu Kars yolculuğuna çıkmıştı. Yağan olağanüstü güzellikteki karın onu yıllar sonra görebildiği İstanbul'dan bile daha mutlu kıldığını hissediyordu. Şairdi ve yıllar önce yazdığı ve Türk okuyucusunun pek az tanıdığı bir şiirinde karın hayatta bir kere rüyalarımızda da yağdığını yazmıştı.
Sayfa 9 - 22. Basım: İstanbul, Kasım 2023 - YKY
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.