Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hasan-1 Basriden rivayet ediliyor: Allah'ın Resûlü (sav) buyurmuştur: "Cenâb-ı Hak fermån ediyor: الإخلاص سِرٌّ مِنْ سِرِّي اسْتَوْدَعْتُهُ قَلْبَ مَنْ أَحْبَبْتُ من عبادي. "İhlas benim sırrımdan bir sırdır. Onu kullarımdan, sevdiğimin kalbine emanet ettim."34 Hazret-i Ali bin Ebi Talib (k.v.) buyurdu: "Amelin azlığı için gam çekmeyiniz. Ancak onun kabul edilmesi hususunda endişe ediniz. Çünkü Allah'ın Resûlü (s.a.v.) Muaz bin Ce- bele: "Amelini ihlåslı yap! (bu takdirde) amelin azı sana káfi gelir." diye buyurmuştur." Yine Resûlüllah buyurdu: "Herhangi bir kul, kırk gün Allah için amelini hâlis yaparsa muhakkak onun kalbinde hikmet pınarları onun lisanı üzerinde belirir."
14.6.1938 Tarihinde Atatürk'ün Afet İnana gönderdiği mektup.
Afet, H. R. Soyak ile benden mektup beklediğini bildirmiştin. Arzun her gün hatırımdadır. Şifahen Celal'e telefonla bildirmek üzere söylemekteyim. Ancak henüz kendim bir şey tespit edemedim. Vaziyetim şudur: Bence doktorların yanlış görüş ve hükümleri sebebiyle hastalık durmamış, ilerlemiştir. Vakitsiz ayağa kalkmak, yürümek, hususu ile burundan yapılan atuşman üzerine gelen kusma neticesi; yapılan istirahatlar hiçe inmiştir. İstanbul'a gelince, hükümet reyimi almaya lüzum görmeksizin, Fissenger'i getirtti. Yeniden tetkik, muayene yapıldı. Karaciğer eski halinden farksız ve karnı birkaç kiloluk muterakim su ve gaz dolayısı ile şişkin ve defigüre bir halde buldular. Şimdilik Temmuz on beşe kadar yeni tiretman ve yeni rejim tahtına repo absolüyü zaruri buldular. Bunun esası da yatak istirahatıdır... Kaynak- Atatürk hakkında hatıralar ve belgeler, Afet inan. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 30. basım. s. 23.
Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler
Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler
Reklam
İlişkilerinizde arzu ettiğiniz desteği görmüyorsanız, bunun önemli nedenlerinden biri yeterince istememeniz ya da etkili bir biçimde istiyor olmamanızdır. Sevgi ve destek istemek herhangi bir ilişkinin başarısı açısından çok önemlidir. A-L-M-A-K için önce İ-S-T-E-M-E-N-İ-Z gerekmektedir.
....... E K S İ K D E Ğ İ L
1.Bezm-i cânânda dilâ sâz ü nevâ eksik degil Kâ'inât-ı pür-hikemden hîç sadâ eksik degil 2.Bir tarafdan ta'n-ı a'dâ bir tarafdan cevr-i yâr 'Âşık-ı șûrîde-serden hîç belâ eksik degil 3.Zillet ü gamdur tama' ehlinde aslâ zevk yok Dehrde ehl-i kanâ'atden safa eksik degil 4.Ârif ile ülfet itmek mûcib-i rif'at durur Âșinâ-yı bî-'akıldan hiç cefâ eksik degil 5.Zevk-i rûhdan bî-habersin zâhid-i tîre-nihâd Yohsa bu bâzâr-ı 'aşkda hûb-edâ eksik degil 6.Râst gelürsin gam yeme elbet tabîb-i hâzıka Hîrelenme ey gönül derde devâ eksik degil 7.Kendini yog anla Sıdkî bakma nakş-ı âleme `Âkbet her nesneden mahv u fenâ eksik degil
Karşı Doğa Olarak Ahlak §1
Tutkuları ve hırsları, salt onların aptallıklarını ve aptallıklarının nahoş sonuçlarını önlemek için y o k e t m e k , bugün bizim günümüzde bizzat aptallığın iflah olmaz bir biçimidir. Her diş ağrısını, dişi s ö k ü p a t a r a k dindirme yoluna giden dişçilere hayranlık duymuyoruz artık...
144 syf.
·
Puan vermedi
karamsar bir yol gösterici
Schopenhauer kitaplarını afilli aforizmaları bulup çıkarmak için okuyor birçok kişi. Eminim ki onu okuyan çoğu kişi felsefesinden habersiz. Bu yüzden ‘karamsar felsefeci’ olarak anılıyor. Oysa karamsarlığının içindeki güzelliği görebilmek ve kitaplarını doğru yorumlamak için onun felsefe sistemini bilmek gerekir. Ben de biraz bu felsefe sistemini
Hayatın Anlamı
Hayatın AnlamıArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 20102,850 okunma
Reklam
Hastalığım da bana şifa veren nimetlerimm
1000'li tesbihim ve Mushaf-ı Şerif'im. --Allah Teâla insanlara şifa olması için pek çok nimet vermiştir. "Onda insanlar için şifa vardır" (en-Nahl, 16/69) buyurduğu arı balı bunlardan biridir. --Kur'an'dan indirdiğimiz ayetler insanlara rahmet ve şifadır..." (el-İsra, 17/82), ... -Ey Muhammed de ki, Bu (Kur'an) insanlara doğruluk rehberi ve şifadır..." (Fussilet 41/44) ayetleri Kur'an'ın Müslümanlar için bir şifa ve hidayet kaynağı olduğunu açıkça göstermektedir. Kuran, okuyup anlayarak mü'minlerin hayatlarında uygulayacakları ve böylece hidayete erişecek şifa bulacakları manevî bir kaynaktır. Kur'an'ın müşahhas örneği olan Hz. Peygamber'in sünneti, hayatı, ahlâkı özellikleri de mü'minler için bir şifa kaynağıdır. Bu nedenledir ki, Rasulüllah'ın (s.a.v.) ahlâkını, değerini... anlattığı eserine
Şifa-i Şerif Şerhi (3 Cilt Takım)
Şifa-i Şerif Şerhi (3 Cilt Takım)
Kadı İyaz, eş-Şifâ ismini vermiştir. Mü'minler ancak, Hz. Peygamber'i kendilerine örnek alarak, O'nun gibi olmaya çalışarak bu şifa kaynağından yararlanabilirler.
Şifa-i Şerif Şerhi (3 Cilt Takım)
Şifa-i Şerif Şerhi (3 Cilt Takım)
Osmanlıca Mealli Kur'an-ı Kerim
Osmanlıca Mealli Kur'an-ı Kerim
Sırlı Beş Ayet .
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Beş Ayetler Ve Sırları ( Ayet-i Hamse ), Onar Kaflı Beş Ayeti Kerime İçerisinde On Tane ق ''Kâf'' Harfi Olan Beş Âyet-i Kerîme ve Faziletleri Şeyh Abdülvahid k.s.a. der ki : Bu beş ayetin her birinin içinde on(10) ar adet Kaf harfi vardır. Kaf harfinin cümle ebced adedi yüz(100) dür. Toplam 5000 adet olur. Hak
Nûr Suresi 35. ayet
(A)llâhu nûru-ssemâvâti vel-ard(i)(c) meśelu nûrihi kemişkâtin fîhâ misbâh(un)(s) elmisbâhu fî zucâce(tin)(s) ezzucâcetu keennehâ kevkebun durriyyun yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkiyyetin velâ ġarbiyyetin yekâdu zeytuhâ yudî-u velev lem temses-hu nâr(un)(c) nûrun ‘alâ nûr(in)(k) yehdi(A)llâhu linûrihi men yeşâ/(u)(c) veyadribu(A)llâhu-l-emśâle linnâs(i)(k) va(A)llâhu bikulli şey-in ‘alîm(un) Allah, göklerin ve yerin nûrudur. O’nun nûru şöyle bir misâlle anlatılabilir: İçinde lamba bulunan bir fanus. Bu lamba kristal bir cam içindedir. Bu kristal cam da inci gibi parlayan bir yıldıza benzer. Lamba doğuya da batıya da ait olmayan mübârek bir zeytin ağacının yağından tutuşturulur. O yağ, neredeyse kendisine ateş değmese bile kendiliğinden ışık verecek haldedir. Bu durum, nûr üstüne nûrdur! Allah dilediği kimseyi kendi nûruna eriştirir. Allah, gerçeği anlamaları için insanlara böyle misâller verir. Allah her şeyi hakkiyle bilmektedir.
Şibli (k.s.), Süfyan-ı Sevri'nin (r.a) yanına geldi, kendisini Murakabe'ye oturmuş, sessiz, hareketsiz bir halde gördü. Vücudunun bir kılı bile kımıldamıyordu. "Bu güzel murakabeyi kimden öğrendin?" diye sorunca Süfyan-i Sevri (r.a.): "Kediden öğrendim. Onu bir fare deliğinin ağzında, benim bu halimden daha hareketsiz avını kollarken gördüm" dedi.
Sayfa 66 - Destek Yayınları
Reklam
"Anladınız mı beni? Çarmıhtakine karşı Dionyssos..."
Bugüne değin “doğru” (Wahrheit) dedikleri ne varsa yalanın en kötüsü, en iki yüzlüce, en iğrendirici biçimi olarak açığa çıkarılmıştır: o kutsal “sözde neden”, insanlığı d ü z e l t m e k , gerçekte yaşamın iliğini, kanını emecek bir kandırmaca olarak töre bir kan emicilik olarak ortaya çıkarılmıştır: Törenin ne olduğunu bulan, onunla birlikte
Ecrasez l'infame! : Ezin alçağı! (Voltaire'in kiliseyi kastederek söylediği söz.)Kitabı okudu
Bir insan türüne değer biçmek için onun sürüp gidişinden ne sonuç çıkarılıyor bu düşünülmelidir – varoluş koşullarını bilmelidir onun. İyilerin varoluş koşulu bir y a l a n d ı r : başka bir deyimle gerçekliğin temelde ne türden olduğunu, hangi anlamda alınırsa alınsın, görmek i s t e m e m e k t i r . Oysa gerçek tüm iyiliksever içgüdüleri gerektirecek, o beceriksiz, iyi ellerin ikide bir kendi işine karışmasına göz yumacak türden d e ğ i l d i r. Genelde tüm türden s a k ı n c a d u r u m u n u bir karşı çıkış, ortadan kaldırılması gereken bir şey diye anlamak, e ş s i z b i r n i a i s e r i e ‘dir [bönlük] tümden ele alınırsa, sonuçları bakımından açık bir yıkım, korkunç bir salaklıktır.
Kavgaya tutuşunca doğru, binlerce yıllık yalanla, kimsenin düşünmediği depremler, sarsıntılar göreceğiz. Dağ, koya karışacak. Siyaset kavramı o gün bir düşünceler savaşı içinde yok olup gidecek tümden, havaya uçacak eski toplumun tüm siyasal kurumları, -Hepsi yalan üstüne kurulmuştu. Benimle başladı b ü y ü k s i y a s e t yeryüzünde ilkin. –
…bundan daha da önemlisi, düşünce konusunda gittikçe kendine çeki düzen vermeye çalışan, gittikçe uyuşuk duruma gelen, içgüdü yönünden yoksullaşan Alman ulusuna saldırmaktır sanırım. Ellerine ne geçerlerse yiyorlar hep, karşıtlarla besleniyorlar, ister “inanç” olsun, ister “bilimsel düşünce”, ister “Hrıstiyanlığa özgü sevgi” olsun, ister évangile
Zerdüşt’ü yazdığım yıllar, özellikle de ondan s o n r a k i evre korkunç bir mutsuzluk dönemi olmuştu. Pahalıya mal olur insana ölümsüzlük: bin kez ölür insan daha yaşarken bunun karşılığında. –Bir şey vardır büyük işin öç alması diye. Yapıt olsun, edim olsun, bir kez tamamlanmaya görsün büyük iş, yapanın karşısına dikilir. Bu işi yaptığından g ü
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.