Anlatmam derdimi derdsiz insan'a Derd çekmeyen derd kıymetin bilemez Derdim bana derman imiş bilmedim Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz
August Comte'un Üç Hal Kanunu
O'nun "üç hal kanunu" olarak da anılan evrim kuramına göre toplumlar üç aşamadan geçer. Bunlar (16): a. Teolojik aşama: Avrupa'da 1300 yılı öncesindeki dönemi karakterize eder. Bu dönemde toplumda doğaüstü güçler ve dini figürler her şeyin temelini oluşturur. b. Metafizik aşama: Kabaca 1300 ile 1800 yılları arasını kapsar. Bu dönemde "doğa" gibi, soyut güçlere yönelik inanç ön plana geçmiştir. c. Pozitivist aşama: Avrupa'da 1800 yılı sonrasındaki dönemdir. Pozitivist aşamada, bilime olan inanç ifade edilir. Comte'a göre bu aşamada insanlık Tanrı ve doğa gibi mutlak güçleri aramayı terk ederek, bunun yerine, toplumsal ve fiziki dünyayı yöneten kanunları gözlemlemeye ve keşfetmeye çalışır. Comte, teorisinde entelektüel faktörler üzerinde odaklanmıştır. O'na göre, toplumsal düzensizliğin ana sebebi entelektüel kargaşadır; insanlık teoloji ve metafizik aşamalardan pozitif aşamaya geçtiğinde, toplumsal kargaşa da ortadan kalkacaktır.
Sayfa 31 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
Reklam
Platon, Aristo ve Sosyoloji
Platon, parçaları bütüne tabi olmaları çerçevesinde tanımlayarak, toplumsal organizmanın birliğini vurgularken, Aristo, toplumu, ayrı unsurların, hem bütüne katkıda bulundukları, hem de ondan bağımsız kaldıkları, farklılaşmış bir yapı olarak görmüştür... ...Her iki düşünür de, politik olan ve politik olmayan (yani toplumsal olan) arasında açık bir ayrım yapmamıştır (1). Dolayısıyla devlet ve toplum arasında net bir ayrıma gidilmemiştir. (1) Swingewood, A., Sosyolojik Düşüncenin Tarihi, Çev. O. Akınhay, Bilim ve Sanat yay. İstanbul, 1998, s.22; Abraham, J.H.; Origions and Growth of Sociology,, Pelican Books, Great Britain, 1973, s. 21.
Sayfa 23 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
Hepimiz bu dünyada misafiriz. Aşık Veysel'in de dediği gibi, ''İki kapılı bir handa, gidiyorum gündüz gece''. Evet, hayata başlangıcımız doğum ve bu hayatta geçip gidişimiz ölüm. Sadece herkesin alnında yazılı ömür süresince bu dünyada kalıyoruz. Bu ''iki kapılı han'' hayatın amacını ve yaptığımız şeyleri sorgulamamamıza neden olabilecek felsefi bir kavram olabilir. Hayatın geçici olduğu, büyük bir emek ve çabayla yaptığımız bazı şeylerin, kalıcı olmayacağı düşüncesiyle kendimizi bunalmış ve bir boş vermişlik içinde hissetmek: kolaya kaçmak, tembelliğe düşmek, kaderciliğe soyunmak ve inançsızlığa sapmak olur. Bilinen bu gerçeklerin ışığında, hayatın geçici olduğunu anlamak, aslında daha bilinçli ve daha bütün bir amaç için yaşamımıza yardımcı olabilir. Bazı türkülere bile yansıyan ''yalan dünya'' kavramlarının ritminden de hareketle eğer bu dünyanın geçici olduğundan eminsek, ebedi olduğuna inandığımız öbür dünyamız, yani ahiret alemi için çalışmak çok daha anlam kazanır.
Sayfa 30 - Az KitapKitabı okuyor
Sosyoloji ve Psikoloji
Durkheim, psikoloji ve sosyolojinin alanına giren olgular arasında kesin bir fark olduğunu savunmuştur. O'na göre, sosyoloji bireysel aklın dışında kalan toplumsal olguları konu almaktadır... ...Dolayısıyla Durkheim'a göre, toplumsal fenomenlerin, psikolojik fenomenlerle açıklanması yanlıştır (48). Ancak günümüzde, sosyal bilimciler sosyoloji ile psikoloji arasındaki ayrıma Durkheim gibi bakmamaktadırlar. (48) Durkheim, E., Toplumbilimsel Yöntemin Kuralları, B/F/S, 1985, s. 121.
Sayfa 19 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
Durkheim'a (23) göre toplum, bireylerin basit bir toplamı değildir. O'nun için toplum "kendine has nitelikleri olan, özgül bir gerçekliği temsil eder". (23) Durkheim, Toplumbilimsel Yöntemin Kuralları, Çev. C.B.Akal,B/F/S Yay. İstanbul, 1985, s.120.
Sayfa 8 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
Reklam
Sosyolojinin Tanımına Elektik Bir Yaklaşım
sosyolojiyi "toplumu, grupları, toplumsal ilişkileri ve kurumları sistematik olarak inceleyen bilim dalı" (13) şeklinde tanımlayabiliriz. (13) Giddens, A./1; Introduction To Sociology, Norton, London, 1996, s.1; Gelles, R.J.; and Levine, A.; Sociology: An Intoduction, Fifth Edition, Mc GroawHill,Inc., 1991, s.6; Thomson, W.E; and Hickey, J.V.; Society in Focus, Third Edition, Longman, New York, 1999; s.5.
Sayfa 4 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
İnsanlar sosyal varlıklardır...
İnsanlar sosyal varlıklardır. Aşk ilişkilerinden savaşa kadar, yaptığımız her şey başkalarıyladır. Bizler sürekli gruplar inşa ederiz. Bizim umutlarımız, korkularımız, fırsatlarımız, kimliğimiz ve davranışlarımızın hepsi, sosyal anlayışları ifade eder. Kim olduğumuz. toplumdaki konumuzla yakından ilişkilidir. Eğer sokakta yaşayan bir insan ya da bir şirketin tepe yöneticisi olsaydık hayatımız çok farklı olurdu. (10) (10) Gelles, R.J.; and Levine, A.; Sociology: An Introduction, Fifth Edition, McGroaw-Hill, Inc., 1991, s.6.
Sayfa 3 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
Sosyoloji, toplumların nasıl oluştuğunu sorarak başlar ve toplumsal yaşamı sorgular. (8) (8) Taylor, A.g.e., s.2.
Sayfa 3 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
Sosyolojinin Tanımınındaki Farklılıklar
Durkheim'a göre, "toplumsal kurumların", Giddings'e göre, "toplumsal olayların (fenomenlerin)" bilimidir. Weber, sosyolojiyi "toplumsal eylemi (action) inceleyen bilim", Simmel ise, "insan ilişkilerini inceleyen bilim" dalı olarak tanımlamıştır. (4) (4) Koenning, S.; Sosyoloji: Toplum Bilimine Giriş, Ütopya yay. İstanbul, 2000, s.1.
Sayfa 3 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
Reklam
Aşık Veysel
“Şair bir radyoya benzer. Bir radyonun düğmesini çevirdiğiniz zaman, aradığınız istasyonlar ayrı ayrı çalar söyler söyler. Elektrik cereyanı olmadıktan sonra, istediğiniz kadar düğmeyi çevirin...” “Aşık cereyandan neyi kastediyorsun?” Veysel , “Cereyan Cenab-ı Allah’ın verdiği ilhamdır. Ondan kuvvet almayınca, tabii bir şey söyleyemeyiz.”
“Rabbimiz, biz kendimize zulmettik. Sen bizi bağışlamaz ve merhamet etmezsen muhakkak hüsrana uğrayanlardan olacağız.(Araf Suresi/23)
Sayfa 202
Bir hadisi şerifte Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem söyle buyuruyor. "Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de imân etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız."
Sayfa 30 - Yafes Y.Kitabı okudu
Bir gün Allah Rasûlû (s.a.v.) şöyle buyurmuştu: Ramazan orucunu tutan ve buna Şevval ayında altı gün daha ekleyen kişi, bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olur.
Sayfa 103Kitabı okudu
Hiç kimse bir başkasının anladığı kadar olmamalı. Başkalarının anlamlandırmasından kurtulmadıkça kendiniz olmanız hayaldir.
Sayfa 46
1.316 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.