İnsan denen şey, anılarını yakıt olarak kullanıp yaşamını sürdürüyor olamaz mı acaba? O anıların gerçekte önemli olup olmadığının, yaşamın sürdürülmesi açısından hiçbir önemi yok. Sadece yakıt. İster gazetenin reklam broşürü olsun, isterse felsefe yazıları; ister pornografik fotoğraflar olsun, isterse on bin yenlik kâğıt para desteleri; ateşe verdiğinde hepsi sadece bir kâğıt parçası değil midir? Ateş, 'Aa, bu Kant!' ya da 'Bu Yomiuri gazetesinin akşam baskısı' veya 'Vay, ne güzel memeler bunlar böyle' diye düşünerek yakmaz onları. Ateşe göre bunların hepsi kâğıt parçasından başka bir şey değildir. İşte tam da böyle. Önemli anılar, çok önemli anılar ve hiçbir önemi olmayan anılar... hepsi sadece ve sadece yakıt.
Sayfa 153 - Doğan KitapKitabı okudu
ANLATICI: Hürmüzümüz, altıncı kocasını da şimdilik böylece atlattı ama, gün ola harman ola. Ve günlerden bir güüün. Hürmüzün berber kocası tonton Hasan Efendi, dükkanında harıl harıl çalışıp Hürmüz’ümüze ekmek parası kazanırken… DOKTOR: Demek öyle Hasan Efendi. BERBER: Öyle ki öyle doktor beyim. N’aparsın, ortalık ateş pahası. Ekmeğin
Reklam
Aa, bu şey değil mi ya? Biz.
Tam kırk daireli bir apartmanda oturuyorum üç yıldır. Bekarım. Hiç kimseyle tanışıp görüşmüyorum. Merdivenlerden tanıdığım beş on kişiyi apartmanın dışında gördüğüm zaman selam mı versem, vermesem mi, görmezlikten mi gelsem, vitrinlere mi yapışsam, yoksa avaz avaz bağırsam mı bilemiyorum.
Sayfa 160Kitabı okudu
Sanat
Yaramazlık yapan bir çocuğa, hem yaptığı hareketi kınadığımızı, hem de devam etmesini yasakladığımızı belirtmek amacıyla yaptığımız gibi. "Tanrı aşkına, gerçek bir dâhi olan Monet gibi bir ressamın ardından, Poussin gibi yeteneksiz, basmakalıp, eski bir ressamın adını anmayın. Size açıkça söyleyeyim, bence dünyanın en sıkıcı adamı. Ne
"Evet korkunçtu," dedi Luna, sıradan bir sohbetmiş gibi. "Bu yüzden zaman zaman çok hüzünlendiğim olur hala. Ama babam yanımda.Hem zaten annemi de bir daha asla görmeyecek değilim, değil mi?" "Şey-öyle mi?" dedi Harry, ne diyeceğini bilemeyerek. Luna inanmazlıkla başını iki yana salladı. "Aa, hadi ama.Onları duydun, tülün hemen ardında, değil mi?" "O kemerli odada. Sadece gözden uzaklar, o kadar. Ondan duydun."
Sayfa 968
Karanfil Kız ve Öküz
"karanfil kız babasını fazla görememekten şikayetçiymiş. çünkü adamcağız haftanın her günü, hatta bazen hafta sonları bile geç saatlere kadar çalışır, eve yorgun argın dönermiş. bir akşam adam gelip de kızına, “haydi seninle sinemaya gidelim. baba kız, sadece ikimiz,” deyince sevinçten havalara uçmuş karanfil kız. ne ki, işte adam eve geç
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
148 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.